Tatil bitti sonunda
Okumaya başladık!
Adam olma yolunda
Okumaya başladık!
Bitti bizde tüm keder
Alınca sizden haber
..
Kasım'da aşk başka mıdır bilmem.
Ama biz Aralık'sız sevelim ki
Ocak'ımız yanmasın. Tütsün...
Kutlayalım Şubat'ta sevgililer gününü,
Kıskanalım Mart’ta sevişen kedileri
Nisan’da yaşayalım baharı, çiçek kokalım,
Mayıs olsun kutlayayım anneler gününü,
..
Bu gün tatildeyim!
Bütün gün evdeyim!
Bişiyler yapıp da
Birazcık eğleneyim
Bilgisayarı açınca,
İnci bocuk yapınca,
..
AİLEDE ÇATIŞMA VE YIKILAN YUVALAR
Artan geçimsizlik ve toplumsal problemler ailelerde büyük bir çatışmaya ve yuvaları yıkmaya, katliam boyutuna varan cinayetler baş göstermekte. Artan gelir düzeyi ve yükselen ekonomik düzey iç çatışmayı ortaya çıkarmış, ayakları üzerinde duran kadının boyun eğme sürecini bitirmiş, koca tahakkümüne son vermiş, sonuç buraya varmıştır.
Maddi kalkınma yanında manevi kalkınmanın aynı hızda ilerlememesi toplumu sarmış, bu sarsılış en çok kendini ailede göstermiştir. Görsel medyanın parlak hayatları özendirmesi, toplumda gelişen lüks tüketim yarışı bu sarsıntıda en büyük rolü oynamıştır.
Egoizmin tavan yaptığı lüks tüketim toplumları ailenin dağılmasına yol açmakta. Kimse kimseye tahammül etmiyor. Kişi bireyi kendi içinde çatışma yaşamakta. Değerler alt üst olmuş. İnsani değerler yerini nefsani istek ve arzulara kurban etmiş. Gelir artışı ihtiyaçları artırmış, ihtiyaçlar masrafları. en iyiyi yemek, en iyiyi giymek, pahalı arabalara binmek, lokanta ve kafelerde tıkınmak, AVM’lerde gezinmek, tatil beldelerine gitmek.
Çocuğunu iyi okullarda okutmak, eğlenmek, gezinmek, özgür olmak, bağımsız olmak, kimseye hesap vermemek, bireylerin tek arzusu olmuş. Tam bir çılgınlık yaşıyoruz. Bu çılgınlık en çok aileyi vurmakta.
..
Gençliğin hakkını vermekte geç kaldım,..
Geç olsa da felekten bir-kaç gün çaldım..
İçimdeki keşkelerin hepsini sokağa saldım,..
Önünü alamadım, geri de toplayamadım.
Kumkapı, Tepebaşı Nevizade Sokak, Ortaköy,
..
İyi kötü, sevinçli hüzünlü yaz’lar vardır unutulmayan; sonbahar’lar gibi, kış’lar, ilkbahar’lar gibi. Ne hikmetse, herhalde bir tatil şarkısıdır da ondan “yaz” unutulmaz; herhalde bu yüzden “aşk”lara gebedir, unutulmaz yaz aşklarına da “unutulmaz! Şimdiki dünyada o da değişmiyor mu?
“Deprem yazı”nı insan nasıl unutabilir; ölümler, yıkım, yürek parçalanması ya da “Sıvas yazı”nı, dehşetengiz katliam!
Kişisel tarihime gelecek olursam, kırk yazdır Saros’a giderim; gençliğimin coşkusudur, o inanılmaz kumsal ve mavi deniz! Yazarlığımın besinidir, dolunay ve körfez! O yazlar ki aşklara gebedir, unutulabilir mi? Arzuyla zamanının gelmesi beklenen yaz’dır Saros! Şimdi bizim oralar, kıyı rezaleti olsa da geçmişin o doğası, dolayısıyla o doğada yaşananlar hiç unutulmaz.
Ama bir yaz var, Saros’dan kaçılan bir yaz; henüz kıyı bozulmamış, henüz kalabalık yok, üstelik yazın sonuna doğru, tenha, kimseler yok sahilde!
Her zamanki gibi kahvaltı geç yapılmış, mayo giyilmiş ve kimseciklerin olmadığı kumsala inip, ki iki adımlık yol, biraz güneşlenip, mavi denizde kulaç atmak sevinci...
Kumsala iniyorum, üç kişi sahilde güneşleniyor, sağıma doğru, bizim sitenin sınırı gibi; çevrede pek başka kimseler yok. Biri erkek, arkadaşım bizim siteden, tanıyorum, el sallıyor bana, ötekiler iki genç kadın. Yavaş yavaş yaklaşıyorum, tam seçemiyorum, miyobum ilerlemiş, zaten deniz kıyısına gözlükle inmiyorum. Yaklaştıkça seçmeye çalışıyorum, sanki anlamışım gibi bir iç tedirginliğiyle yürüyorum; iyice yaklaşıyorum onlara, iki genç kadının bana gülümsediklerini fark ediyorum ama yine de tam seçemiyorum; onları tanıdığım ân ise, kuma çakılı kalıyorum! Ne kadar çakıldım, durup baktım!
Biri, birkaç yaz önce Saros kumsalında kıvılcımlanmış ama İstanbul’da alev alev yanan ve kolay kolay insanın erişemeyeceği bir aşkın öznesi; öteki ise, çok daha öncesinden, acılarla kederlerle yoğrulduğum ama yaşamımda ilk kez itiraf edemediğim, “gizli aşkım”ın öznesi genç kadın! Biri yaşanıp, istencimin dışında parmaklarımın arasından kaymış, öteki hiç yaşanmamış, içte derin bir özlem! Hangisi daha sarsıcı?
..
Gün ışığım benim alnımdaki fenerim.
Vur beline kazmayı inlesin dağlar.
Burada geçer haftalarım senelerim.
Bir türkü var dilimde dinlesin dağlar.
Ararım yerin dibinde ekmek ile aşımı.
Sormayın bana doğduğum günü yaşımı.
..
Özetlemek gerekirse çocuklar
Konuya girmeden
Dersimiz bitti
Daha konuyu görmeden
Konu nedir bilmeden
Bilinmeyene başlık ararken
Çaldı zil
..
TÜRK' ÜM, TÜRK ULUSU' NUN ben de bir hücresiyim
ATATÜRK' ÜN izinde yürüyen neferiyim!
ŞEREFLİ ULSUMDAN şimdi tek isteğim var:
Her ULUS kaderini verdiği OYLA yapar...
Sıcak yaz günlerine rastladıysa bu SEÇİM
..
anne bak yine bir tatil bitti...
yolunu gözlüyorum eskisi gibi..
bak arkadaşlarımın, anneleri yanında..
ben ise hep, seni bekliyorum anne...
hani derdinya ben hep yanındayım..
nerdesin peki göremiyorum..
bulutlara bak derdin her gözümü açtıgımda
..
Kayıt yöntemi;
Bir kimsenin
Olup olmadığının
Anlaşılması için...
Yazılı durumların dışında,
Hiçbir işlemin
Yapılmadığı süre...
..
Sosyetenin önde gelen simalarından Betül Hanım, her sene eşi ve çocukları ile tatile giderdi. Eşi çok zengin, saygın bir iş adamıydı. Ankara'nın en lüks semtlerinden birinde otururlar, yaz ayları gelip de çocuklarının okulu tatil olunca, önce Dikili'de ki yazlıklarına uğrarlar, yazlık komşuları ile hasret giderip, orada üç beş gün kaldıktan sonra, arabaları ile Türkiye'yi bir baştan bir başa dolaşırlardı...
Betül Hanım, çok kıymetli eşi Mahir bey ve de iki yavrusu Türkiye'nin altını üstüne getirdikleri gibi hemen hemen yurt dışında da gitmedik yer, ayak basmadık ülke ve şehir bırakmamışlardı. Fransa'yı, İngiltere'yi, Hollanda'yı, Almanya'yı, İspanyayı, Portekiz'i ve daha birçok Avrupa ülkesini neredeyse suyolu yapmışlardı...
..
Gittiğin yerde
Ekmek kaç fiyata?
Cebin delik mi?
Yemekler nasıl?
Emeğin karşılığı
Sağlandığı anda,
Ne zaman tatil?
..
Üç-beş günlüğüne geldim tatile,
Daha ilk gün idi indim sahile,
Takıldı gönlüm bir huri güzele,
Kopamadım ne yaptımsa nafile.
Tatil aşkıdır deyip geçemedim,
..
“seninle bir yerlere gidelim yakında
kimseden gizlenmeden kimseden kaçmadan
düşündüğün güzel bir yer var mı aklında
bir tatil yapalım paraları saçmadan
sıcak kumsala uzatıp bedenimizi
akşam yakamozla seyredelim denizi
..
Bir Kar Gibi Yapayalnız
Gözleri Ağlamaktan Kan Çanağı Kız
Kimsesiz Ne Anasız Ne Babasız
Binmiş Koca Dünyanın Yükü Sırtına
Ah Bahtım Ah Bahtı sızım
Hiç Yaşamamış Belli ki
..
Koskoca tatilimiz bir anda tüketildi,
Bol hatalarımızla zamanım geçirildi…
Kediler doyuruldu kalpler inciltilmedi,
Sürekli ciğerlerle her biri desteklendi…
Şahsımı üzseler de Hakk’a sabır edildi,
..
Kullansan, kullanmasan oyundan sorumlusun
Oyunla şekillenir geleceğin...Sen osun...
Önünde on ve yirmi dört ağustosların var
TÜRKLER kaderlerini hep Ağustosta yazar...
Bir anlık zevkin için tercihin ise tatil
..
Bir kapının önünde
Yazısını okudu.
İşlerinin görüldüğü ve
Sonuca bağlandığı,
İşlere yardımcı olan
Kolluk gücü.
İçeri girerek;
..
Çok güzeldi tatil; bahçeler, bağlar.
Topladım dallardan kayısı, kiraz.
Türkü söyledi dereler ve dağlar.
Gezdim, eğlendim, dinlendim bütün yaz
Fakat sizler her an aklımdaydınız,
Yüreğim özlemle buruktu biraz.
..