Tahta Kale Şiiri - Edip Cansever

Edip Cansever
8 Ağustos 1928 - 28 Mayıs 1986
202

ŞİİR


609

TAKİPÇİ

Tahta Kale

Gövdesi ince uzun, eliyse peynir ekmekli
Beni mi süzüyor ne, cay mi içiyor ne, anlamadım
Bir asker, öyle bir asker ki, doğduğu günden beri izinli
Dünyaya izinli, kadına izinli, sevmeye izinli
Bilmem ki nasıl olmuş her yerden çıkıvermişler
Ürkek ve devamlı insan yüzleri.

Güneşler gidiyor camlarda, Bayburt'ta aksam yemeği
Kolunu kaldırıyor biraz, yüzünü ekşitiyor biraz,
biraz da Donkisotvari
Biriyse elini atmış durmadan karıştırıyor
Cebini karıştırıyor, güldükçe gülüyor kadının biri
Güldükçe gülüyor ya da gülmüyor iste güldükçe
Adamla sıkıntı çatılmış silahlar gibi.

Çocuksun, anlamıyorsun, süslemişler her yeri
Dokunsan ağlayacak, konuşsan
susmayacaklar bir daha
Elleri vardır bilseniz, durmadan bizi gösterir elleri
Baksanız bakılırlar, sevseniz sevilirler kimseye benzemeden
Biri de bir kadındır alinmiş efsanelerden
Bir kadındır güzelim unutmuş erkekleri.

Bu sandık, tahta sandık, üstünde gül resimleri
Yanında bir adamla sanırım doğu illerinden
Üç asker tıraş olmuş, beyaza kesmiş yüzleri
Seker mi yiyorlar ne, düş mü kuruyorlar ne, anlamadım
Belki de bir Tanrısı var acının, hüznün, ayrılığın
Ki durup dururken öyle ansızın yürüdükleri...

Edip Cansever
Kayıt Tarihi : 15.11.2000 02:04:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.
  • Doğa Fendi
    Doğa Fendi

    Gövdesi ince uzun, eliyse peynir ekmekli
    Beni mi süzüyor ne, çay mı içiyor ne, anlamadım
    Bir asker, öyle bir asker ki, doğduğu günden beri izinli
    Dünyaya izinli, kadına izinli, sevmeye izinli
    Bilmem ki nasıl olmuş her yerden çıkıvermişler
    Ürkek ve devamlı insan yüzleri.

    Güneşler gidiyor camlarda, Bayburt'ta akşam yemeği
    Kolunu kaldırıyor biraz, yüzünü ekşitiyor biraz,
    biraz da Donkişotvari
    Biriyse elini atmış durmadan karıştırıyor
    Cebini karıştırıyor, güldükçe gülüyor kadının biri
    Güldükçe gülüyor ya da gülmüyor işte güldükçe
    Adamla sıkıntı çatılmış silahlar gibi.

    Çocuksun, anlamıyorsun, süslemişler her yeri
    Dokunsan ağlayacak, konuşsan
    susmayacaklar bir daha
    Elleri vardır bilseniz, durmadan bizi gösterir elleri
    Baksanız bakılırlar, sevseniz sevilirler kimseye benzemeden
    Biri de bir kadındır alınmış efsanelerden
    Bir kadındır güzelim unutmuş erkekleri.

    Bu sandık, tahta sandık, üstünde gül resimleri
    Yanında bir adamla sanırım doğu illerinden
    Üç asker tıraş olmuş, beyaza kesmiş yüzleri
    Şeker mi yiyorlar ne, düş mü kuruyorlar ne, anlamadım
    Belki de bir Tanrısı var acının, hüznün, ayrılığın
    Ki durup dururken öyle ansızın yürüdükleri...

    Cevap Yaz

TÜM YORUMLAR (1)

Edip Cansever