Her Nisan gelince, güller açar gönlümde
O kutlu doğumdur, müjdelenir gönlümde
Baharda çocuk gibi, neşelenir gönlümde
Bu ayda o günde, eğlenirim gönlümce
Açmazdı ufukların, o karanlık gecesi
Hoşiret’in piresinin
Çok acayıp heybeti var
Hükminen girer yatağa
Hem teklifsiz ruhsatı var
Akşamdan sabaha kadar
Anadır yar olan Ana padişah doğurur
Anadır diyar olan Bazen da paşa doğurur
Anadır sıla olan Bazen da poşe doğurur
Her şey Anadır ana Her şey anadır ana
Ana güneş gibidir Ana rüya gibidir
Gider oldu kızım; Esma Eda
Kaldı geriye, hoş bir sada
Nişanlandı, zaten içti bade
Gider oldu kızım; Esma Eda
Gitmesi dert, kalması dert
Nur bir ışıktır
Nur bir ziyadır
Edep bir hayâdır
Bunu anlayana
Kalbin nurlandı mı?
Ben, bir yağı gördüm
Düşmandı, yağı gördüm
Öyle ölü gibi, sağı gördüm
Ben, bir yağı gördüm
Felekten, kam çalanda
İnsanlığın feryadını kim duyacak
Duyanda ne söyleyip ne diyecek
Bunca sorunu kim çözecek
Ah! Bu çığlığı kim duyacak
İnsanlığın ahlakını kemirdi
Sen aslında bir topraksın
Savrulan bir yapraksın
Aslında bir damla meni’sin
Nefsine uymuş bir cani’sin
Yeni askerlerimiz
Biri Ömer Biri Yusuf
Ömer Kırklareli’ne
Yusuf Artvin’e
Biri batıya biri doğuya
İkisi de kuzeyin sert iklimine
Yetişmiş insanlar, istiyorum
Bu güzelim, memleketimizde
Kendinden emin, eğitilmiş gençler
Dik duran, dik başlar istiyorum?
Eğitim almış olsun; Maariften
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!