Kalk gönül gidelim gurbet ellere
Sılada dost kalmadı,
Aşk adın sürelim şerbet dillere,
Arı balda tat kalmadı.
Kalk gönül gül dikelim toz çöllere,
Oysa çok şey istememiştim şu hayattan,
Bir kaç dut istemiştim ağacından,
Bir kaç dal salkım saçak kirazından,
Bir tatlı buse al yanağından,
Sadra şifa iki tas su ak ellerinden.
Sabahı olmaz bu derdin
Gözlerim kan çanağı,
Uykuyu ah haram ettin?
Gözlerim kan çanağı.
Kalbimde ince bir sızı,
Kapıldım rüzgarına
Belki gönül ateşine çare olursun sandım,
Her esintide korlar aleve döndü,
Yazık! Gönül ateşine çare olursun sandım.
Kapıldım rüzgarına
Kasım da bitiyor,
Nasıl bir öfkeli gidiştir bu?
Ardında kar, tufan bırakıp gidiyor,
Neyin hesabı, ne iştir bu?
Merdivende sessiz duran kasımpatını da,
Yolda kalanı da soldurup gidiyor,
Ben ki gün ışığında karanlığa mahkum,
İki gözüme perde kurmuş zorba tahakküm,
Zakkum içer gibi kırbaçlanır kalbim,
Cahili olmuş bilmenin gaflet rahlesinde beynim,
Feraset, basiret öksüz, hikmet yetim,
Kibir,gurur,şöhret şehveti elinde esirim,
Sırasını bekliyordu insanlar
Kanatlanıp uzaklara uçmak için.
Gönülde arzu başka diyarlar
Oysa gerçek kendinden kaçmak için.
Derler aslan avıdır ceylan,
Heyhat bu koca bir yalan,
Sen beni avladın yâr ceylan.
Diriler dünyasında arama ölüleri,
Ölülere sorma dirileri.
Nice ölüler görürsün diriden alâ diri,
Nice diriler tanırsın ölüden beter ölü.
Dilsizler anlatır sadra hakikati,
Belagat ehli tarif edemez doğru istikameti,
KİMSESİZLER MEZARI
Kimsesiz doğmuştu gecekonduda
Ölümü göze almıştı annesi canı olsun diye
Kimsesiz büyümüştü kimsesiz çocuklar yurdunda
Adı kimsesize çıkmıştı insanlar arasında
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!