Kasabaymış eskiden
Ve su sancısı tutan yerlerinden efkar basmış serçe şarkısının tamamlanmayan sonrası
Kaldırım taşlarında nüfus kağıdını külliyen yitirmiş yazıyormuş parktaki çorak şehrin
Tıpkı halkaya bağlanmış urganların ucunda bağlı deniz,
Dalga
Çakıl taşları ve bir de ıssız kayık
Dökülmüş buğday tanelerine arada güvercin havalandırıp uçuruyor şu halinde ayaklar altına uzanıp serilen sahil
Dondurmacı bazan eldeki çan sesini çınlatıyor açılışı çoktan yapılmış sırtı ısınan günlere
Bankadaki işini gücünü zararla kapatmış, çarşı kumaşından mandallar asıyor gelene geçene öğle arası
Gölenin sıfır noktası..
Ceketi omzumda yan..
Aklını aşk ile bozmuş ya bir kere rüzgar, ne dur durak biliyor ne salon ne galeri ne nisan mayıs dinliyor
Lokumcu dükkanıdır sanırsın ballı bademliye eli ayağı birbirine dolaşmış envai çeşitlerin terazisi yolunu harabata çeviriyor
Gamla dertleşiyor, ıslık çalıyor neşeden
Yükünü tutmuş bir kere ya deliye doluya rüzgar, saatini güneşe kuruyor
Renklerin dilinde dünyayı tartıyor
Gül üstüne gül kokluyor
Serüven üstün serüven
Arada bir sevgili çığrışıyor, titriyor gelincik çırpınıyor serçe
Bahar ile koz bölüşen tabiat sanat
Nisan/25
Kayıt Tarihi : 26.4.2025 14:08:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!