Onlar kendilerine bir masal yazdılar.
Onlar kendileri için bir masal yazdılar, orada gülmeyi, gülüp geçmeyi geçtikten sonra hayata tutunmayı yazdılar. Yazdıkça kendilerini anlatır oldular, sonra ağlamayı, ağlamanın şiddetini, uzaklara uzayacak sesleri, seslerin cümlelerini yazdılar, sonra özlemeyi öğrenip onunla yaşamın acılanmalarını, güçsüz kalıp geceler boyu ağlamaları, ağlamaların acılanmalar sonrası hasreti, hasretin binlerce çok acılı deşinmelerini yazdılar…
Yazdıkça gülmeyi unuttular, sevmenin hecelerini duramayasıya tekrarlayıp, acılı günlerin içinde karartıları ile gülmeyi unuttuklarını yazdılar.
Sonra yazdıklarını okuyup yaşamın sevinçlerini unuttuklarını, gülüp güldürmenin faziletini unutarak yaşamın bir hiçliğini yazdılar.
Yazdıkça yaşamın mor düşlerinin pembe hayâllere döndüğünü o hayâllerle ağlamanın şiddetini yazdıkça karşılarına yalnızlık korkuları ve de yalnızlaşma rüyalarının kâbuslarında korkulu haykırışları yazdılar…
Bir kız kardan hafif adımlarıyla yürüyüp geçti hayal içinde
Arkadaşlarımı düşündüm, sevgili şeyleri
Sanki her şey bizimle var ve bizimle olacak
Şarkılar çaldı odalarda
Bütün insanları sevmek gerektiğini düşündüm