Sus diyor sessizlik,
ama içimde kopan fırtına dinmez.
Bir ses var,
hem uzak, hem çok yakın,
dokunmaya çalışıyorum,
ama dokunamıyorum,
elim bomboş...
Kelimelerim yitik,
kendi içinde kaybolmuş,
bazen yakamoz gibi parlar geceye,
bazen gizli bir yaraya dönüşür,
kanar, kanar, ağlar.
Dinle beni, diyorum,
ama dünya kör, sağır, duymaz.
Soruyorum kendime:
“Kimim ben?”
Ve susturur beni içimdeki ses,
birden çok ses,
birden çok çığlık.
Yalnızlıkla yürüyen gölgeler,
kendi yankısında kaybolur,
geçmişin yükü ağır,
omuzlarımda taşırken,
geleceğin sisini...
Kırık aynalardan kendimi toplarım,
ama her parça başka bir hikaye anlatır;
tamamlanmamış, yarım, silik.
İçimdeki sesler savaşır:
“Dayan, gitme!” der biri,
“Bırak, vazgeç!” diye başka bir ses çağırır.
Ben ise bu iki sesin arasında,
sessizliğin derinliğinde,
kendi karanlığımda yolumu ararım.
Bir çocuğun kırık oyuncakları gibi,
toplarım kendimi paramparça...
Susturamam fırtınayı,
çünkü bu iç ses,
en gerçek dostum,
en yalnız kavgam benim.
S.GÖL
Kayıt Tarihi : 25.7.2025 10:21:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!