I
Adını bile sormadan elini göğsüne bastırmıştı aşk
Kırılgan kokunun üzerinde loş bir zemin...
Oturup ağlamıştı gururun dizlerinin üstünde
İşaret parmağını beyaz teninde gezdirmiştin susmanın
Artık kurumuştur teninin yağmurumsu parlaklığı
II
Dönülmez akşamın ufkundayız.Vakit çok geç;
Bu son fasıldır ey ömrüm nasıl geçersen geç!
Cihana bir daha gelmek hayal edilse bile,
Avunmak istemeyiz öyle bir teselliyle.
Geniş kanatları boşlukta simsiyah açılan
Ve arkasında güneş doğmayan büyük kapıdan
Devamını Oku
Bu son fasıldır ey ömrüm nasıl geçersen geç!
Cihana bir daha gelmek hayal edilse bile,
Avunmak istemeyiz öyle bir teselliyle.
Geniş kanatları boşlukta simsiyah açılan
Ve arkasında güneş doğmayan büyük kapıdan