Sürsefadan Şiiri - Seyfi Karaca

Yolum bildiğin yol değillere
Halim yolum hırçın dalgalara köpürüp kabaran sahil kıyısı sandal sefasına
Kumluktan ve kumsala yaz günüdür bugüne bugün
Dilimde bazan
Sürsefadan
Kimi zaman kırgın buruk kırıntılardan ince ayar değirmenler öğüten tuz
Kargosuz ücretsiz bir posta güvercini ağsız kafessiz özgürlüklere salınıp süzülmekten..
Soracak bilecek olursan niçini nedeni
İnce topuklu
Kırıtıp salınmaları denedikten sonra önce kaldırıma
Sonra yağmur bir yağmur, yani bu sıcakların ötedi ilerisi eylül
Plastik
Lastik
Eşşşittir çöp
Çöp eşşşittir poşet
Kaldırımdan da aşağılara madem ki terası bahçesiyle yaz balkonundayız
Göğüsleri pencereden sarkık
Kalçaları dayandığı demirleri yakıp eriten cinsten
Kimliksiz
Adressiz
İlk temasın
Son yoklamasına sokaklara sürgün olma imtihanından çok kere geçmiş
Eşikte sokakta
Zirveden zıvanadan çıkmışlığın pek çok deneyim sahibi
Yangın hevesli,
Sargın nükseli
Eksiksiz pürüzsüz şehvete talip
Sağa solla yola yabana bakışarak nasıl olmasın ki…
Aynaysa param parça olmuş dağınıklığını kırıtıp yürüdüğü kostümlere göre işletip düzene koyan
Sarhoşluğun doğurduğu ve doyurduğu dili dudağı şuh ve çekmecesinden arzularla
Dondurma yalamaya tutkun kadın ve kızlara sevişme sırasında kudurmuşluğun her yerine sarılıp kucaklaşarak
Öyle miymiş
Böyle değil miymiş
Sürüp geçiyorum temmuzu ve yirmi beşi bulmayınca hem kadından
Hem dul kızdan
Hem de sofradaki zeytinden her oturuşta bir
Lezzetine varmadıkça
Asla oradan kalkıp hiç bir yere gitmiyorum

Temmuz /25