Adi birer yalancıya dönüşüyor hiç utanmadan
çatlamaya bile yüzü olmayan dudaklarım
'İşte hayat' diyor, 'bile bile lades'
Yeni doğmuş her bebeğe haykırmak istiyor
yaşadığı hüsranları
Ben susuyorum
ömrüm geçip gidiyor
ve hep özlüyorum
yanaklarına al çalan o rüzgârı
Sen ağlıyorsun
gönlüm taşıyor
hüzün basıyor
sana doğru yürüdüğüm bütün yolları
Sövüyorum günlerdir
aklımın odalarında
sana dokunmak isteyen her fikre
İçimdeki nefret ise gözü dönmüş katillere sevdalı
Bilgeliğin küstahlığı ve
bilim adamlarının acımasız kuralları yazdırıyor
eli kanlı şairlere
içinde bulunduğumuz bu saçmalığı...
ve ben yine susuyorum
içimdeki deniz taşıyor
Çok özlüyorum
ellerimi titreten o rüzgârı
ve sen adımı nerede, ne zaman ansan
kulağımın dibinde çalınıyor
yeryüzündeki bütün kiliselerin çanları
Buruşturulan bir kağıt gibi içime burkuluyor zaman
Sensizliğin hiçliği ve mekansızlığında kayboluyorum
ve aslında içimizden geçiyor
yolunu bir aşk destanında kaybetmiş tüm şairler
Anlatmak isterken
göynünde filizlenip
koynundan sürgün veren
bir aşkı...
Kayıt Tarihi : 14.2.2011 21:05:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!