Gönlümde gamzelerinle açtın bin bir yara, Sultânâ,
Sensiz geçmez bu ömr-i bîsemâra, Sultânâ.
Ne şem’-i aşk söner, ne gözde uyku durur,
Geceyi yar eden hep ah-ü zâra, Sultânâ.
Bir gülüşünle gülşen olur harâb gönlüm,
Sensiz kış oldum ben her bahâra, Sultânâ.
Sûzinle yazdım adını göğsüme âteşle,
Nâzın geçer mi yârdan kenâra, Sultânâ?
Sîneme sığmaz oldun, ey kevser-i bakışlı,
Bir öpüşünle döner mâsârâ, Sultânâ.
Bilmukâbele aşkım bir duâdır sana,
Sen cevâbı olan bu iftihâra, Sultânâ.
Aşksız geçen her an ömrümden çalınmış,
Her nefesim fidândır o nâzâra, Sultânâ.
Sultânâ, tahtı aşk olan bir zülf-i peykâmındayım,
Serfirâz olmuş gönlüm, bir niyâzın fermânındayım.
Yüzün kevser, sözün tekbir, sesin mihr-i seher gibi,
Ben âteş-i aşkınla yanan bir pervanelerdeyim.
Secde secde dolanır her hevesin önünde cân,
Lâkin ben aşk içinde yokluğun devrânındayım.
Vasfını eylemem münkir, aşkınla îmanındayım,
Cümle kâinât sana hayran, sana vurgun, sana aşık ben de mihraphânındayım.
Yusuf Gülsar
Kayıt Tarihi : 24.7.2025 22:54:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!