Bir ademin sulbundan kalan yolcu,
Bir ananın rahminden gelen yolcu.
Gelince dünyaya haddin bildin mi?
Kalınca dünyaya ceddin bildin mi?
Kim güçlüdür, kim aciz, kim adil?
Kim suçludur, kim naçiz, kim sefil?
Hayatın teknesinde yoğruldun mu?
Değirmenden geçip de savruldun mu?
Gün olur, ölüm gelip başa çatar,
İnsan hem acı hem tatlıyı tadar.
Azrail’in elinden kurtuldun mu?
Toprak atıp aslından kurtuldun mu?
Sahiplenen on paraya da satar,
Yalanın bini bir para da katar.
Aklın baştayken yadına saldın mı?
Eliften doğruluk, bir vakar aldın mı?
Nebatattan bitenler nebat kalır
Her şey yitse de eşsiz fıtrat kalır
Bu işin sırrını vakıf oldun mu?
Bir gülle birlikte açıp soldun mu?
Kibir tohumu büyür ateş olur,
Yakıp kavurur yangına eş olur.
Ateşini serin necip kıldın mı?
Kıydığın canlara vacip kıldın mı?
Dünya hırsı nedir, ne fayda verir?
Sonunda bu yurt da sana dar gelir.
Dünyaya koyup varını böldün mü?
Olmadı, kendi türünü böldün mü?
Kabirde başın tahtaya vurmadan,
Münker ve Nekir yanına varmadan,
Soruyu işitip cevap buldun mu?
Affına fayda bir sevap buldun mu?
Hesap çetelesi zordur, vermeden,
Çarşaf, çarşaf şu amelin sermeden.
Defteri tutup cebire daldın mı?
Yatıp kalkıp tefekküre daldın mı?
Bet sesli karga gibi üşüşürüz,
Sesimizden biz dahi kaçışırız.
Tamahtan uzak gönüle çaldın mı?
Hak bilip kulun kapısını çaldın mı?
Oysa yolcuyuz, niye çekişiriz?
Konar göçeriz, niye apışırız?
Dünyanın tarlasında sürüldün mü?
Yayından çıkan okla vuruldun mu?
Kayıt Tarihi : 31.7.2025 07:39:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiir, Neşet Ertaş’ın Yolcu türküsünden esinlenerek yazıldı. İnsan hayatının geçiciliğini, nereden gelip nereye gittiğimizi sorgulayan içsel bir yolculuktur. Her kıtada, okuyana kendi benliğine dönüp, kalbindeki gerçek mirası bulması için sorular yönelttim. Dünya fanidir; asıl miras sulb ile rahmin değil, ruh ve ahlaktadır.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!