Ver elini tutuşalım el ele
Rüzgara karşı duralım ve akan sele
Gökyüzünde ayın görünüp güneşin doğduğu yere
Bizi bizden başkası anlayamaz ki
Defalarca yazıp anlatsak bile
İlk baharda tohumlar yeşerdiğinde
Saadet şarkısı söyler gibisin
Bana yalan söylemiyor gözlerin
Sevincinden sanki ağlar gibisin
İstediğin anda ederim yemin
Dudakların sevincinden çatlamış
Gel güzelim seninle iki ayran içelim
Unutalım bugünü yarından vazgeçelim
Yitip giden ömürler asla geri gelmiyor
Biz yıllar boyu ektik şimdi artık biçelim
Umrumda değilki dünya yaşamayı hakettik
Sıcacık yüreğinin
Çırpınışını özledim
Seviyorum diyen dudaklarını
Saran kollarını özledim
Bugünden yarına kalma
Düşlerimde sen
Yıllardır uykusuz geçti seneler
Hüzünle kederle dertle doluyum
Ben böyle değildim otuz yıl evvel
Aklım başımda değil gamla doluyum
Hayat dolu sevecen bir insandım
Vatanıma gitmeyeli yıl oldu
Amca dayı kardeş hala el oldu
Koyun kuzu meleşir çeşme başında
Gözyaşlarım aka aka sel oldu
Gurbetin yolları uzar kısalmaz
Ölümle iç içe yaşamak çok zor
Çektiğim ızdırabı biliyormusun
Kalbimdeki acı dinmek bilmiyor
Arıyorum son kez geliyormusun
Dudağımda duruyor tadınla tuzun
Sarı güle mor laleme kavuştum
Ben hayatla henüz yeni barıştım
Geçse de iş işten bitse de ömür
Al lalemin hasretiyle yanarım
Diyemem söyleyemem asla derdimi
Meçhule yolculuk erken başladı
Ha bugün ha yarın bitecek ömrüm
Maziden geride üç yavru kaldı
Üçünün de derdi bir ayrı zulüm
Mor menekşem dert ortağım sırdaşım
Kalp yarası derin sakın deşmeyin
Biri de bir bini de bir deyip geçmeyin
Canımı veririm yeter isteyin
Hiç soran oldu mu benim derdimi
Karşılıksız sevdim hiç sevilmedim
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!