Gönül düşmüş hak yoluna,
Katılmış göçer kervanına,
Oba,oba.
Sahralarda çöllerde,
Kah Mecnun olmuş, kah Yunus!
Aramış gülşenini yıllarca.
Acı bir tebessüm,
Teretdütsüz sevenlerde.
Kızarmış gözler,
Kısık sesler...
Vedâlaşmadan giden
Vefasız sevgililer,
Görünce gülerek baktın yüzüme
A! hala dargın mısın,neden söyle?
Yangını suyla söndürecek yerde,
Niçin? neden körükle geldin yine?
Yıllardır,duymadı mı feryadımı?
Gelsin şu vakit, geçse kader bade’i meşkten;
Akşam oluyor sürmelimin şehrine… akşam!
Öykümde alev rengi kalem, aşkı yazarken…
Sevgimi güneş gibi döker, şavkı vururken.
Ya anlatamadım
Ya da anlamadılar
Bazanda anlar gibi baktılar
Göz yaşım yağmur oldu
Yeşertti kuru toprakları
Çok tabi dediler
Ahım sanadır ey koca dünya
Zincirle bağlamışsın beni.
Yalansın,
Hemde koskoca bir yalan!
Rüyamışsın meğer inan.
Güneş doğunca,
Sormadın,nerededir şimdi?
Varmıdır sıkıntısı, kederi?
Duydun ki bir yıldız doğmuş,
Ünü dünyaya dolmuş,
Koşarak geldin bana,
Öğünerek”
Ayrılık
Ayrılık, ne zor bilsen ah!
Ufkumda olmuyor sabah.
Dilimde ismin hep ezber…
Aşkın kor ateşten çember!
Çamlıca daydım
Mavi boğazı seyrettim zirvesinde,
Bir nefeste huzuru hissettim
Ruhumun içinde!
İstanbul un en güzel tepesinde,
Eser tatlı bir rüzgar,
Cennet kapılarını aralar…
Rahmetinden bin pırıltı gelir,
Çorak gönüllerde yeşerir!
Açar türlü tomurcuklu.
Heyecan verir iftarı sahuru…
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!