SPOR ŞİİRLERİ

SPOR ŞİİRLERİ

Bilal Geniş

I - Istanbul eventyr-003-Norwey


Gjør du vet...
Istanbul eventyr....

Jeg elsket en jente............
..

Devamını Oku
Naim Yalnız

Alkol,esrar,eroin
Toplumun baş belası;
Sakın kullanmayalım
Oluruz müptelası.

Uyuşturur vücudu,
Uyuşturur beyini;
..

Devamını Oku
Silvan Güneş

şu dur durak bitmez enerjin hiç bitmesin ama
ne olur bir soluk da şuraya oturuver anne
çiçeklerin dibi yaş bahçende bir tek ot yok
sen bulursun yine de yapılacak işin çok

bahçeyi süpürmüşsün güllerin renk renk açmış
arkadaşın limon ağacı salkım salkım sararmış
..

Devamını Oku
Gülhan Özkara

"Öte get kötü gelin, kemiklerin batıyor" diyor
Anladın sen onu
Şıkır şıkır kemik gibi yani
Adamın canı et istiyor
Kemik değil
Bence de mazurdur bu adam
Adını koyamıyor ama
..

Devamını Oku
Turgay Pekgirgin

Vur elini…Vur da, sürsünler seni.
Sür elini, Sür de vursunlar seni.
Yada sürülsemmi..?
Yada vurulsammı..?
Diye düşünüp, karar verememişliğine,
Ya vuracaksın, yada süreceksin sürülmesiz.
Yola vur, sese vur,
..

Devamını Oku
Seyfi Karaca

Sasirip hic de hayrete düsecek zirnik dirhem payi kadar yeni olusup gelisen sey yok bunun burasinda, her PIYASA SÜRÜMÜ Serbest Rekabetci Yeni Dünya Esaret Düzeni labaratuarlarindan özel yontulmus yülenmis BOP TURFANDASI karakter ve kisilik bozuklulugunun üstüne yapilip yüklenip yazilmis proje programlarini yerine getirmede kusur islemeyen tek tip ve Otomatik Sistem kararlaridir, Almanya`nin Parlemento görünümlü Bop Lokomotif tezgahindan Türkiye`ye yönelik ERMENI SOYKIRIM fermanini okuyup üfleyisi…
Hata payi sifir kin kasit maksat güdüm ve ardniyetlilikle aldigi karar ve yürüttügü bütün yagma yikim soygun sömürü tehdit ablukas kusatma isgal taciz tecavüz kararliliginin ANAYASAL temelinde Hitler Formatli Cia- Mossad arka plan fitilleyicisi ve foncusu bulunan Bop Lokomotifi Almanya….
Bütün Yuro-Amerikan Bop cografyalari karargah karakterliliginde oldugu gibi hic fire vermeksizin hata payi sifir kendinde olmayan Özgürlük Baris Cevre Doga Demokrasi Insan Haklari Esitlik Insanlik Güven Özgüven ….gibi degerleri düzenini kafasina göre kurdugu dünyayi bozup insanligi ölüm zulüm kul ve kölesi kilma yolunda tüketip harcamanin kilitlenmis kodlanmis KATLiAM tahrip kaliplari olarak yedirip yutturup sürüp savutturan Almanya…
Yönettigi karargah merkezli toplumun bütün izleyen gözleyen düsünen davranan gören duyan bilen sezen hisseden akil -vicdan damarlarini ve idrak irade yollarini BILD derin devlet Medya Marketiyle toplumsal algiyi ilgiyi iletisimi olabilecegin en MANKAFA noktasina sicilleyip afyonlayip sakin ederek…
Sanatin siyasetin müzigin modanin mimarinin müzenin egitimin ulasimin ekonominin carsinin pazarin bilimin teknolojinin tatilin gezmenin tozmanin eglencenin okumanin yazmanin nerde kimi nicin nasil diliyorsa itirazssiz cekingesiz dürtüp dokundugu bütün toplumsal kalabaliklari firesiz ve hata payi sifir topyekun tam bir uyuzlasmis uyusmus itaatkarlikle soygunun bagnazligin sömürünün kinin yagmanin nefretin ayrimciligin düsmanligin dangalakligin esitsizligin bencilligin hukuksuzlugun elemani aleti ve unsuru noktasina cekip ceviren BOP LOKOMOTiFi Almanya….
Yillar yili tüm dünyanin yeralti ve yerüstü hammadde ve insan kaynaklarini diledikleri gibi isgal edip Özgürlük Esitlik Baris palavra paravanlari altinda savas silah sefalet terör bölünme parcalanma mal ve malzemeleri sattip sömrdügüne eszamanli olarak (Osmanli yikimi Yüzyillarindan beri) hastadir tespit teshisi koydugu Türkiye` ye BIRLiGE GiRME avuntu raporlarini igfal edip recetelediginin yanisirasina, kendi deneyimlerinden edindigi kimi nerde nici nasil cekip cevirmek dilerse herkesin her akilsiz ilgisiz sorgusuz dürtüye aninda biat ve itaat ettigi uyup uyuzlasan TOPLUMSAL tepkisizligik kalabaliklarini yedirdi yutturdu.
Gündüz gözüyle, tam kadro Amerikan Siyonizm ve Avrupa karsitlari olduklari halde sabahtan aksama kadar `demokrasi benim inmeyi diledigim yere kadar varmami saglayacak olan tramvaydir ` bagirip diyegelenlerin özel Israil tüzeli cesaret Madolyonundan siyasi cirakligini en kaliteli Bop Esbaskanlik iktidarina ustalastirip Türkiye iktidarliligina yargiyi yasamayi yürütmeyi tekelleyen zirveye yerlesip tavan yaparak, gelmis gecmis bütün zamanlarin kirilmis rekoruydu, Kenan Cuntasiyla beraber Özaldan sonra günden güne sivil hayatin bütün heryerini kodlayip kusatan DERVIS KEMAL MAKAMLI ve Ciller Tansu GÜMRÜK BIRLIKLEMELi, sabahtan aksama kadar Demikrasi ve insan Haklari`na KÜRT –ERMENi ACILIMIYLA ortak övgüler yükleyip yagdiran havai fisek cildirmisligi böyle bir esaretin ürünüydü….
..

Devamını Oku
Bayram Kaya

Bir kere toplum ve halk ve siyaset kavramları, kafalarda farkındalık olarak iyice oturmuş olmalıdır. Toplumu halk saymak, halkı toplum ve siyaset görmek, toplumsal siyasetle propagandif parti siyasetlerini eş değer yapmak toplum yönetimlerinin ve halkın en büyük açmazıdır. İkinci olaraktan da, toplumsal kültür olanla, halksal kültür olan, karıştırılmamalıdır. Üçüncü olaraktan da, toplumsal olanın kararını, toplumsal olan, nesnel ilişkilenmenin verdiğini bilmeliyiz.

Türban, toplumsal bir kültür değildir. Sosyal (kişi keyfilikli yaşamı tüketmeli) , halksal ve kişi öznellikli; kişi-kişi, kişi- grup ya da kişi cemaat, girişmeli fonksiyonelliktir. Toplumsal olan; zorunlu olarak, canlı ve cansız bir üretme, üretimi bölüşme, ilişkisidir. Toplum bir tüketim alanı da değildir. Arabayı toplumdan alırsınız, sosyal (halkçı) yaşam içinde de, kullanımını tüketirsiniz. Türban talebi, ne üretimin (toplumun) ilişkileniş zorunluluğudur. Ne de üretimin yaklaşık doğrulukla, dağıtılmasının (toplumsal paylaşımın) bir zorunluluk talebi, değildir. Sizler cemaat ilişkisini, toplumun ilişkisi yerine koyduğunuz an, iş şirazesinden çıkar.

Ki toplumsal bir kurum ve kuralların aidileşme ilişkisi de, toplumsal kültürümüzü oluştururlar. Ne yazık ki inançlar, bunun (toplumsal kurum ve kuruluşların) içinde hiç yer almıyor. Üzgünüz ki toplumsal ilişkilenişler nesnelden, nesnelin üretiminden, üretimin gücünden geliyor. Nasıl toplumu inançlarla düzenleyemezseniz; halkı da, tüm bir nesnelliklerle düzenleyemezsiniz. Halk tam bir soyut inançlar yaşantılaşma alanıdır.

Bunları başardığınız zaman, “her şey tartışılır olmalı” sözünüz bir haklılık kazanacaktır. Her şeyin tartışılırlığının bir alan, zaman, zemin devinmesi içinde, yerli yerinde, olduğu görülecektir. Yoksa her şey tartışılmalı diyerekten, halksal olanı, toplumun başına; toplumun içinde olanı da, halkın sırtına kondurup, boşu boşuna olgu devindirilmesi için kan ter içinde kalmanın, beyhudeliği değildir. Halkla, toplumun ayrı alan olduğunu kavrayamayan insan, nasıl her şey tartışılır deyip de, tartışır olacaktır. Öznel, soyut sığınmaların siperinde veryansın da etmemeliyiz. Az çok alfabesi bilinmeyenin tartışması, kör dövüşü olmaktadır.
..

Devamını Oku
Şevki Kayaturan

JANDARMA

Jandarmayım yan bakana şaşarım
Dik yamaçlar yüce dağlar aşarım
Sabah akşam spor yapar koşarım
Kahraman Türk eri işte JANDARMA.

..

Devamını Oku
Erdal Ceyhan

Şu futbolu bilmiyorsunuz, bari oynamayın
Oynarsanız adam gibi oynayın, Arda’yı tutun
Tutun be kaçıyor… İşte yediniz golü. Ben demedim mi
Boşverin siz. Nasıl olsa takım artık yatar.
Gidin tutun Arda’yı maçı alın. Golü de Ali atsın..
Bu maç böyle kazanılır. Yok öyle üç geri.. Bir ileri..
Üç ileri, bir geri… Paslaşın be.. Ne sinemakisiniz…
..

Devamını Oku
Ahmet Kemal

ORYANTALİZMİN OYUNLARI

Hayat geçti. Ah ne yapsak ki gençliği yeniden ele geçirebilsek. Bu mümkün mü? Hayır. O halde ne yapacağız. Geçmiş zaman olur ki hayali cihan değer. Biz de hayal ederek geçirelim bundan sonraki günlerimizi. Tabii gençler gibi gelecek zamanı değil geçmiş zamanı. Ama bazen de gelecek zaman hayali kursak fena mı olur? Daha yapacak şeylerimiz var.
Ah o üniversite yılları. Ben iki üniversite okudum Ahmet Hamdi Tanpınar gibi. Birini bitiremedim, birini bitirdim zar zor. Geri zekâlı mıyım ben? Yok. Ama nedense bu üniversite hayatına pek anlam veremedim. Yaşar Kemal üniversiteye bile varamadı. Atilla İlhan bir üniversiteyi bile bitiremedi. Ama pek çok kişi bu gün onların yerinde olmaya can atar elbet. Keşke ben de onlar kadar eser sahibi olsam da ilkokul tahsilim bile olmasa…
Ne veriyor bu okullar Allah’ını seversen? Bu gün hala bir eğitimci olarak çalışan ben bu sistemin yanlışlığının en çok farkında olan biriyim sanırım. Bana ilk üniversitemde filozof derlerdi. Hep bu her şeyi sorgulama alışkanlığımdan olsa gerek. Şimdi hala her şeyi sorguluyorum. Bundan dolayı da zaman zaman mutlu olabiliyorum ancak. O da kendimi motive ederek. Bazen bunu başaramıyorum da ilaçlara başvurduğum, ağır depresyonlar geçirdiğim oluyor.
Geri zekâlıdan üstün zekâlıya aynı eğitim veren bu sistemi reddediyorum. Herkesi aynı kalıba sokmaya çalışan bu sistemi insan doğasına aykırı buluyorum. Yetenekleri körelten bu sistem ülkeyi geri bırakmak için maksatlı ellerce planlanmış ve sinsi bir taktikle uygulanmıştır. Ayrıca sürekli değişikliklere maruz bırakılmış, ama esasta bir değişiklik yapılmadan ayrıntıyla kitleler ve kadrolar meşgul edilmiş, oyalanmış ve aptallaştırılmıştır.
Oryantalizm diyeceğim yine komplo teorilerine bağlayacaksınız ama bağlayın ben yine vazgeçmeyeceğim. Doğuyu ebedi geriliğe ve köleliğe mahkûm etmek için ellerinden geleni yapmış ve hala yapmakta batılılar. Doğu ülkelerini geri bırakma planları eğitim ve ordu üzerine yoğunlaşmış, basınla da bu iki kurumu demirden prangalarla kendi hizmetlerine almışlardır. Ayrıca o ülkelerde kurdukları polisiye sitemlerle ülke halkını kültürsüzleştirmiş, şans oyunlarıyla yalancı hayaller peşinde koşturmuş, futbol voleybol gibi spor dallarında holiganlaşma sağlayarak yüksek inanç ve ideallerden mahrum bırakmıştır.
..

Devamını Oku
Hüseyin Demircan

yemek yemekten kaçma la
çünkü vurulmaz aç mala
sıva yap bir çuval alıp
oluğa kepek saç mala

saç malak yesin yalayıp
yazık mandalar aç malar
..

Devamını Oku
Oğuz Düzgün

Düşen adam sakınır
Kaçan adam bakınır
Zengin çokça ağlanır
Cildi yanan yağlanır
Güzel kadın takınır
Evde kalan yakınır
Oturanlar yaslanır
..

Devamını Oku
Seçkin Erdoğan

“Yandın o zaman! ALLAH başka dert vermesin! ”

On altı mayıs’tı, güzel bir gündü
Yanlış bir anonsla, kandı o takım
Eşekten düşen bir, karpuza döndü
Kendini şampiyon, sandı o takım

..

Devamını Oku
Ahmet Arslan Hadimi

Konya Spor Şampiyon
Dualarla emeğiniz diz dize
Bu gün güvendik gençler biz size
Süper ligi getirdiniz siz bize
Bir tek şehir olsa şu koca dünya
İşte o olurdu bu bizim Konya

..

Devamını Oku
İsa Yazıcı

Bu çok
Yetenekli kumandan
Romalılar tarafından
Makedonya kralı
Filip 5'e
Karılınşı kazanılan
İki zafer
..

Devamını Oku
İhsan Hasan Kaya

Öğrenci iken iki üç kişiyi geçmezdi belge alan,
Parmak ile gösterilirdi belge alan öğrenciler.
Öğretmenliğimde iki üç kişi var belge almayan,
Parmak ile gösterilir belge almayan öğrenciler.

Hızla yetişen, birden olan yiyecekler hiç yoktu,
Kış için yazdan hazırlanan doğal yiyecek çoktu.
..

Devamını Oku
İsa Yazıcı

Binek atı
Kullanan asker
Veya asker sınıfı.
Biraz sonra da
Atlığ jandarma yetişti.
Atlıkarınca, atlı karınca,
Atlı spor.
..

Devamını Oku
Halil Manuş

HER İŞİN BAŞI SAĞLIK

Dikkat et, iyi dinle
Her işin başı sağlık
Dost ol, ilimle, fenle
Her işin başı sağlık

..

Devamını Oku
Bayram Kaya

Bir hücrenin ikiye bölünmesi, tomurcuklanma gibi eşeysiz üreme yerine, eşeyli üremenin evrilmesi; maliyete neden olmuştu. Bu maliyet dışta biyolojik bireyler arası dolaşımla olacak üreme faaliyetiydi. Ve bu üremenin güvence yaptırımı için seks yapmanın yükünü evrim (hayat) , çoğu organizmalar arası ilişki oluşla göze alıp organizmalar bu zahmetlere katlanmıştı.

Yine cinsellik eğilimi dıştan gerçekleşip ve dışta dolaylı oluşlarla ortaya konuyordu. Üremenin dolaylı koşullarla olması demek; bu işte tekil ego eğiliminin yeterli olmaması demekti. Yani cinsel partnerin de bu işe evet demesi gerekiyordu. Bu da cinsellik eğiliminin belirmesi ile sağlanması arasındaki zamanı uzatıyordu. Yani cinsel sağlanma biraz gecikiyordu. Bu gecikme cinselliğin dış çevrimli olması yüzündendi.

Bu gecikmeye bir de sosyo toplum içinde sosyalleşen insanın edimci öğrenmeleri de neden oluyordu. Yani cinselliğin sağlasan olmasındaki gecikmeye etki eden inşalar içinde edimci davranışların da çokça katkısı vardı.. Cinselliğe dıştan etki edişle, cinselliği edimsel etkiyle giriştiren çevre, sosyo-toplumsal çevredir.

Temelde tek bir hücrenin kendisini eşleyişle bölünme yönelcimi olan çoğalma; dışta cinse eğilimiyle sosyo toplumsa yapının içinde yeni ve edimsel tutumlar edinmişti. Bu tutum, üretim ilişkisi kapsamlı oluşla vesile nedenlerle de cinselliğin dıştan düzenlemesiydi. Böylece cinsellik dışta sosyo toplumsa yapı içinde öğrenilen vesileci inşaları da bir hayli üslenmiştir. Karşı cinse yönelmek edimsel öğrenme değilken; karşı cinse seranatlar eşliğinde yönelmek edimsel öğrenmedir.
..

Devamını Oku
Ahmet Zeytinci

Tirmanya veliaht prensi, on yıl önce babasının ölümü üzerine başa geçmiş, ülkesini tıngır mıngır, paşa paşa yönetmekteydi. Tirmanya büyük ve verimli topraklara sahip, ekonomik potansiyeli olan, zengin yeraltı yerüstü kaynakları, üç tarafıda denizler ile çevrili, genç nüfusu bol, herkesin burada yaşayıp, burada ölmek isteyeceği nadir ülkelerden birisi idi...

İnsanları sıcak kanlı, dost canlısı ve çok sabırlıydı. Yeni kral babası ölüp de başa geçtiği zaman, bir müddet de fena yönetmedi ülkeyi, ancak daha sonra tüm dünya ekonomik kriz moduna girince, hali ile Tirmanya'da bundan ister istemez etkilendi. Yalnız çiçeği burnunda kral kendince ekonomiyi iyi biliyordu; İngitere'nin kalburüstü üniversitelerinin birinde ekonomi tahsil etmişti.''Bu krizler bize vız gelir tırıs gider teğet geçer teğet''diyordu sevgili halkının gözünün içine baka baka...

Kriz ülkede birçok kişiyi işsiz bırakmış, parasızlık birçoğuna kafayı yedirtmişti . Fabrikaların çoğu kapanmış, bir kısmı da işçi çıkartmış ya da kapasiteyi azaltmış öyle ayakta duruyordu.''Birşeyler yapmalıyım ülkem için halkım için'' diye düşünmeye başladı kral. Birden kafasında şimşekler çaktı, beyni iki kat daha hızlı çalışmaya başladı, halkının mutluluğu için herşeyi yapmalıydı. Tasarruf tedbirleri alacak, ülkesini darboğazdan tabiri caizse ''tereyağından kıl çeker gibi'' çekip çıkaracaktı. Başarılı olursam tarihe bile geçerim diye kalbinden geçiriyordu ara ara...

Sabah makamına geçti, büyük bir şevk ve heyecanla içi pır pır ediyordu. Kırmızı yeşil karışımı telefondan hemen ekonomiden sorumlu bakanını aradı. Yumuşak ve gayet babacan bir ses tonu ile''Filankes fişmekan, müsteşarınıda al yanıma gel hemen, sana diyeceklerim var'' dedi...Bakan müsteşarı ile birlikte bir müddet sonra kralın sarayına dühul etti. Karşlıklı koltuklara oturup hal hatır sorma faslı bitince, kral bodozlama konuya girdi...
..

Devamını Oku