Kurumuş ellerimde bahar yaprakları
Islanmıyor ayağımın değdiği sancılı toprakları
Varlığı kaybetmiş yokluğu aramakları
Öldürür gönlümü yüzüm, sözüm güler mi?
Kalkar mı dağımdan sisler arasında karış, karış karlarım
Sözüme değdirdin gidişinle en ağır feryatları
Güller solar bağrımda nefesim kesik
Öldürür gönlümü yüzüm sözüm söyle güler mi?
Bitirdim bitmişlerin tozunu yutmayı
Büyüttüm içimde hasretle yaşanmışları
Kırmıyor gönlüm özleme dağ gibi örüymüş duvarları
Öldürür gönlümü yüzüm sözüm söyle güler mi?
Mağlup gelir derdime zaman ağlıyor inan her an
Koymuştum önüne gönlümün kaldırılmaz barikat
Ne tahrik var zamana nede haykıran
Öldürür gönlümü yüzüm sözüm söyle güler mi?
... ve nihayet gelip çattı
Bir dilimi zehir zıkkım
Bir dilimi candan tatlı
Masallarla indi yere
Sebil oldu cümle hikâyelere
Kara kara kazanlarda kaynadi
Devamını Oku
Bir dilimi zehir zıkkım
Bir dilimi candan tatlı
Masallarla indi yere
Sebil oldu cümle hikâyelere
Kara kara kazanlarda kaynadi