Bedrettin KELEŞTİMUR
Bir insan hayatını; ana rahminden kabre uzanan anlamlı bir yolculuk ve bir sonraki nesle armağan edilecek ‘—roman’ olarak bilirim. Hayatın iz bırakan sayfalarına,’—hikâye’ diyebilirsiniz. Bazende, ‘—hayatla kitaplaşan’ bir kelime veya bir cümlede, bir neslin alabileceği dersler olabilir.
Burada sizlerle yaşamış bir liderin, bir devlet admının kendi hayatı ile bütünleşen sözlerini sizlerle paylaşmak istiyorum.
—Bir düşmanınızla devamlı savaşırsanız, ona bildiğiniz bütün taktikleri öğretmiş olursunuz.
—Sabırsızlık başarıya giden yolu iter.
—Bütün basarılarımı gençliğimde çektiğim açlık ve çilelere borçluyum,
—Yaşadığım sürece çalışırım, çalışmadığım an ölmüş sayılırım.
—Bana göre güçsüzlük, haklının hakkını vermemektir.
—Umutla umutsuzluğun arası bir adımdır.
—Analar bir elleriyle bebeği, diğer elleriyle dünyayı sallarlar.
—Benim için faydalı olsa bile korkaklığa yanaşmam.
—Bütün devletler hazımsızlıktan ölür.
—Savunma halindeki birlik yenilmeğe mahkûmdur.
— Sulh, 'Sulh! ' diye bağırmakla elde edilemez!
Kâinat, her bakımdan mükemmel ve her bakımdan eşsiz ve tarifsiz bir ahenge, bir düzene ve istifade edeceğimiz her şeye sahip! Ayet; “—insan kendisinin başıboş yaratıldığınımı sanır” Hayatı, aşk ve iman çizgisinde o kadar anlamlı hale getirebilirizki, bu şüphesizki bizim elimizde.
Sabır bir çilemidir, kahırla büyüyen bir zorlu hayat imtihanın bir garip cilvesimidir? Bildiğimiz şudur ki, “-Olamaz, vehim üzerine lehim/ Olamaz, ahu zarın üzerine zehrim/ Kayna kayna gecenin hareminde,/ Yıldız yıldız büyüsün kahrım! ” Şiirin ve sanatın hamurunda, ‘—gam vardır, keder vardır, acı vardır’ Sabır va tahammül mayasının vecde dönüşme halini bizlere en deruni fermanıyla Mesnevisinde Mevlana ve o çizgide yürüyen Allah dostları vermişlerdir. Hazreti Mevlanayı, asırlar sonrasında, insanlığın rağbet çizgisine taşıyan sebep nedir?
O’nun yedi öğüdü bile, bizlere bir hayat mektebinin en ala ikramını vermektedir;
—Cömertlik ve yardım etmede akarsu gibi ol.
—Şefkat ve merhamette güneş gibi ol.
—Başkalarının kusurunu örtmede gece gibi ol.
—Hiddet ve asabiyette ölü gibi ol.
—Tevazu ve alçakgönüllülükte toprak gibi ol.
—Hoşgörülükte deniz gibi ol.
—Ya olduğun gibi görün, ya göründüğün gibi ol.
Hz. Mevlana’nın nasihatında hiçbir kapalılık yok. Kâinat defterini çeviriyor; Toprak gibi diyor, güneş gibi diyor, deniz gibi diyor, akarsu gibi diyor, gece gibi diyor! Kur’an buyuruyor; “—körle gören (kâfir ile mümin): karanlıklarla nur(batıl ile hak): gölge ile sıcaklık (cennet ile cehennem) bir olmaz” (Fatır, 19–20)
Burada yaşadığımız dünyayı bir ‘cinnet koğuşu’ haline getirmeninde kendi elimizde olduğunu, bir ‘cennet misali’ güzelliklerle bezemenin de elimizde olduğu aşikârdır. Bir şiirimizde ne diyoruz;
“Gün dolanır, zaman perçin perçin
Gece mi yoksa bürünür gündüze!
Hangisi hangisine tutsaktır?
Yoksa ışığa yorgan mı geceler!
Söyleyin, bulutlar gibi yürüyen dağlara!
O dağlar ki, gizli gizli ağlarmış!
Her damlası, secde olan nehirlermiş!
Aşkla, Mevlasına döner kâinat
Zerresi, esmasından mühürlermiş
Seher, bir ayrı tat, bir ayrı histir
Sanki duaların tecellisinde
Görürmüsün gurubu tan vaktinde!
O nasıl işmar, o nasıl utangaç
Kızaran yüzüyle sarsılır, dünya
Öğretir utanmayı! Hakkı anmayı”
Kayıt Tarihi : 27.11.2007 18:44:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!