“ Bir güzelin aşığıyım erenler
Onun için taşa tutar el beni” .. diyor, çalıyor, ünlüyor, söylüyorduysa bir bildiği anladığı gördüğü düşündüğü sorduğu yorduğu akıl fikir ettiği ve sorguladığı sorumluluk bilincine ve insanlık vicdanına toplamdan çıkardığı özü itibarı ilmi itfanı kalıcılığı ve tembihi vardı, kültür tarihimizin gelmiş geçmiş çınarlarından biri olan PİR SULTAN’ ımızın.
Aslından aldığını nesline firesiz kayıpsız teslim etmeye lafın sözün sırrındaki devamında:
“Gündüz hayalinde gece düşünde
Kumdan kuma savuruyor yel beni” …demesi de bu can yarasının elenmiş süzülmüş bilgelik hikmetindendi.
Hayat, değer ve zenginliklerinin tam karşılığı olmayanı sosyo monolog popilasyonlaşmalarla ilgiye itibara ve kalaya almıyor çünkü. Ne denli değerli olduğunun veya sıralayıp saymakla bitmez zenginliklerin öznesi olduğunun farkına varmayanaysa böylesi üreme çoğalma artma hücrelerinde kendiliğinden ve sonsuza kadar yaren yoldaşlık edip diyar mesken olmuyor ne hayat; ne de insanlık.
Götürüsü çok olan Yıkıcı felaketlerden sonra yakınıp yakarmanın ahmak oyalayıcı, avare avutucu, avanak susturucusu ve boş zaman öldürücü kozmopolit durumlar dışında hiç bir anlamı getirisi ederi değeri ve çözümlemesi yoktur.
Çünkü hayatın giriş çıkış ve gidiş hattını, eksen yönünü, dönüm dolaşım yoğunluğunu, merkez kaç etkinliğini ve tüm sebep sonuç ilişkilerini hiç zaman aşımına uğratmadan yeri günü vakti gelişimine göre görecek, sezecek, anlayacak, okuyacak, çıkaracak, kavrayacak, bilecek, soracak sorgulayacak ve yönlendirecek kadar etkinlikte akıl fikir bilinç bellek zihin cesaret dil kültür ilgi alaka özgürlük sorumluluk duyarlılık ve vicdan sahibi olması gerekir her kişinin .
Sonucu acı zulüm felaketle biten kıtlık kıyamet bataklığında altından kalkılamayacak yıkıntının orasından mı tutayım, kenarından mı ilişeyim, arkasından mı dolanayım, öte berisinden mi davranayım, tepesinden mi çullanayım, nesini neresini nasıl nerden doğrultup düzelteyim çaba ve çırpınışları hem yok imkanların kıt kaynaklarında zordur, hem de ondan bundan teminatla zorluğu aşılan emanet şey, pamuk ipliğine bağlı ve bağımlı ödünç ve unutuldukça yenisiyle felaketini her an tekrar etmeye yatkın bilgisiz beceriksizliğin borç takanağıdır.
Biriktiği tıkandığı bocaladığı ve boğulduğu bütün sorunlu sıkıntılı acılardan bıkkınlıklardan çilelerden tükenmişliklerden adaletsizliklerden yozlaşmalardan baskılardan geçimsizliklerden belirsizliklerden kaygılardan ezilmişliklerden korkulardan güvensizliklerden acizliklerden endişelerden sömürülmüşlüklerden talan esaretinden yağma kulluğundan sınırsız sonsuz yoksulluklardan ve murtusuzluklardan aktarmalı dolaylı edilgen kontrollü kısıtlı sınırlı kuşkulu denetimli ve gecikmeli, toplumsal kılavuzundan yoksun görünüp kayboluşlara boşalıp akacak kalabalıklar, çığlıklar, yollar ve meydanlar aranarak…
Buraya nasıl niçin nerden geldiğiniyse, enayi yerine koyarak sınırsız soygun sömürü yıkım yağma avanaklığına alıştırıp ( her türlü istismar ve aldatılmaya açık tüketim çılgınlığını, gösteriş düşkünlüğünü, yabancılaşma kimliksizliğini, kin nefret öfke ayrışmalarını, hırs şiddet yarış kibir eğilim ve bağımlılıklarını hem faturalayan hem de kışkırtıp kundaklayan..) uyuşturan dizi yoğunluklu MAGAZİN afyonları tüketicisi ve avanaklaşmaların düz mantığına bakmalıdır sonucu sebebini sorgulamayarak ölüm ağırlıklı yarınsızlığı felaketle biten acısıyla debelenip kıvranan her kişi.
Hayat; yaşama sevincini sürekli sağ güvenli diri dirençli ilgili bilgili liyakatli adil uyanık üretken özgür eğitimli iradeli sağlıklı kararlı cesur aydın paylaşan ve çağdaş duygu düşünce emek ve duyarlılıklarla akıl mantık dairesinde talep ettiği kadar yükümlülüğünü yerine getireni kendine muhatap alır ve bütün zenginlik ve kaynaklarını esirgemeksizin gelişmiş kalkınmış büyümüş ilerlemişliğin kalıcı istikrarını her türlü donanımlı tedarik ve teminatıyla insan yerine koyanına bahşeder ve sunar.
Bu meyanda ve bağlamda gelmiş geçmiş ve gelecek tarih kadar eski ve güncel, insanlık atlası ve kılavuzu kadar köklü her toplumun kimliğini ve kökenini mayalayan ve ezelsen sonsuza kadar klavuzluk edecek olan KÜLTÜR değer kazanım zenginlik ve birikimleridir.
“ Yine haber gelmiş dostun elinden
Sevdiğim durmasın gelesin demiş
Bergüzar göndermiş zülfün telinden
Saldığım bu haberden bilesin demiş”
…demiyor muydu aidiyetine topraklık eden toplumunun bütün bellek bilinç saygı sevgi hoşgörü ilim irfan rehber ve kılavuzluğu adına söz tembih ve sorumluluk ustalığının yükünü omuzlanıp, ‘ talep ediyorsan cesaretini emeğini vicdanını aklını fikrini hayatını insanlığını ve kendini hayaline hasretine ödünçsüz dolaysız aktarmasız ertesiz yapmacıksız ve emanetsiz bedel koyacak ve yoracaksın ‘ avazını bozlak bozkırında çağırıp çırpındığı yürekten kültür kökenimize hem pınarlaşmış hem de çınarlaşmış Ertaş, Neşet’ imiz.
Mart/25
Kayıt Tarihi : 29.3.2025 17:40:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!