"Güzel insanlar güzel atlara binip gittiler." demişti ya Yaşar Kemal, "iyiler çok yaşamaz" demiş ya atalarımız,
"güzelliğin on para etmez, bu bendeki aşk olmasa" deyip gönüller tahtına oturmuş ya ışığa hasret kalan dünyasıyla bizi aydınlatan Aşık Veysel...
İşte biz onlardan öğrenmiş, onlardan dinlemiştik aşkı, sevdayı, hüznü, vedayı..
Zaten öyle değil miydi?
Şu masmavi gök kubbenin altında söylenmedik söz, yaşanmadık an(ı) , hissedilmedik duygu, üflenmemiş köz, öfke duymamış yürek var mıydı?
Ama belki sevgide en kıskancımız ve en bencilimiz;
" ben güzele güzel demem, güzel benim olmayınca" diye ünleyen Karacaoğlan'dı.
Seni düşünürken
Bir çakıl taşı ısınır içimde
Bir kuş gelir yüreğimin ucuna konar
Bir gelincik açılır ansızın
Bir gelincik sinsi sinsi kanar
Seni düşünürken
Devamını Oku
Bir çakıl taşı ısınır içimde
Bir kuş gelir yüreğimin ucuna konar
Bir gelincik açılır ansızın
Bir gelincik sinsi sinsi kanar
Seni düşünürken



