Sone 66 Şiiri - Yorumlar

William Shakespeare
179

ŞİİR


716

TAKİPÇİ

Vazgeçtim bu dünyadan tek ölüm paklar beni,
Değmez bu yangın yeri, avuç açmaya değmez.
Değil mi ki çiğnenmiş inancın en seçkini,
Değil mi ki yoksullar mutluluktan habersiz,
Değil mi ki ayaklar altında insan onuru,
O kızoğlan kız erdem dağlara kaldırılmış,
Ezilmiş, hor görülmüş el emeği, göz nuru,

Tamamını Oku
  • Nalinnalin Denizdeniz
    Nalinnalin Denizdeniz 01.09.2010 - 16:15

    'Vazgeçtim bu dünyadan, dünyamdan geçtim ama,
    Seni yalnız komak var, o koyuyor adama. '
    sözün bittiği yer...

    Cevap Yaz
  • Mehmet Yıldırım
    Mehmet Yıldırım 17.07.2010 - 11:52

    Bu şiirin yazıldığı gün ile 2010 u karşılaştırın . İnsanlık tarihten ne kadar ders almış göreceksiniz . Acı ama .....

    Cevap Yaz
  • Baran Can
    Baran Can 31.01.2009 - 18:20

    yalnık komak var ya, o koyuyor adama........! ne denir ki.....

    Cevap Yaz
  • Sokak Şairii
    Sokak Şairii 09.10.2008 - 18:20

    Seni yalnız komak var ya, o koyuyor adama.

    ingiliz edebiyatı mezunu olan'ilgilizce ders hocam'
    şiirin çevirisinin olmayacağın,
    ancak; çeviri yapılırken yeni bir şiir yazıldığını savunmuştu...!

    bu şiiri sayfamda aylarca konuk etmiştim!
    beni etkileyen ender şiirlerden biridir.

    Cevap Yaz
  • Semra Yıldız
    Semra Yıldız 09.10.2008 - 15:27

    Ben bu şiiri daha önce duymuş ve okumuştum…
    Ama şunu da itiraf edemeden geçemeyeceğim bende yalanda yok hilafta:)) 66. Sone şiirnin William Shakespeare ait olduğunu bilmiyordum… Ben Türk bir şairin yazmış olduğunu düşünmüştüm hep, dikkatimden kaçmış demek… İlave etmek istediğim çok şey var bu şiir hakkında… Şiir güzel beğendim ama ben oldum olası çeviri şiirlerden pek hoşlanmam… Sebebi şu; Her şiirin kendi dilinde özgün ve daha güzel olduğu düşünüyorum… Bana bizim şiirlerimizi, şairlerimizin özünden kopan şiirleri okurken aldığım tadı vermediği içinde olabilir… Bu şiir bana Can Yücel’in gibi geliyor… Ona ait onun duyguları onun anlatımı… Bundan şu anlaşılmasın tabi ki şiir onun şiiri değil bunu biliyorum… Orijinal hali bana bu hissi verebilir mi? Ve şiirlerin her dile çevrildiğini düşündükçe, bir şiirin binlerce dille farklı farklı algılandığını düşünüyorum… Bu çeşitlilik zenginlik mi? diye düşünmeden edemiyorum da… 66 Sone şiiri iyi anlayabilmek ve anlatılanı tam olarak algılayabilmek için iyi İngilizce bilmek şart tabi ki herkeste bilemeyeceğine göre çevirileriyle yetinmeliyiz böyle…
    Ama bu çevirinin yabana atılır cinsten olmadığını söyleyebilirim, oldukça başarılı görünüyor…
    Şaire saygılar…

    Cevap Yaz
  • İbrahim Necati Günay
    İbrahim Necati Günay 07.10.2008 - 16:35

    GÜN BU GÜNDÜR.

    HAYDİ TÜRKİYEM.

    İstiklal Marşı

    Korkma, sönmez bu şafaklarda yüzen al sancak;
    Sönmeden yurdumun üstünde tüten en son ocak.
    O benim milletimin yıldızıdır parlayacak;
    O benimdir, o benim milletimindir ancak.

    Çatma, kurban olayım çehreni ey nazlı hilal!
    Kahraman ırkıma bir gül! ne bu şiddet bu celal?
    Sana olmaz dökülen kanlarımız sonra helal,
    Hakkıdır, Hak'ka tapan, milletimin istiklal!

    Ben ezelden beridir hür yaşadım, hür yaşarım.
    Hangi çılgın bana zincir vuracakmış? Şaşarım;
    Kükremiş sel gibiyim, bendimi çiğner aşarım;
    Yırtarım dağları, enginlere sığmam, taşarım.

    Garbın afakını sarmışsa çelik zırhlı duvar,
    Benim iman dolu göğsüm gibi serhaddim var.
    Ulusun, korkma! Nasıl böyle bir imanı boğar.
    'Medeniyyet!' dediğin tek dişi kalmış canavar?

    Arkadaş! Yurduma alçakları uğratma sakın!
    Siper et gövdeni, dursun bu hayasızca akın.
    Doğacaktır sana vaadettiği günler Hak'kın;
    Kimbilir, belki yarın, belki yarından da yakın.

    Bastığın yerleri 'toprak' diyerek geçme, tanı!
    Düşün, altında binlerce kefensiz yatanı.
    Sen şehit oğlusun, incitme, yazıktır atanı;
    Verme, dünyaları alsan da bu cennet vatanı.

    Kim bu cennet vatanın uğruna olmaz ki feda?
    Şüheda fışkıracak toprağı sıksan, şüheda!
    Canı, cananı, bütün varımı alsın da Hüda,
    Etmesin tek vatanımdan beni dünyada cüda.

    Ruhumun senden, ilahi şudur ancak emeli;
    Değmesin mabedimin göğsüne na-mahrem eli!
    Bu ezanlar ki şahadetleri dinin temeli,
    Ebedi yurdumun üstünde benim inlemeli

    O zaman vecd ile bin secde eder varsa taşım;
    Her cerihamdan, ilahi, boşanıp kanlı yaşım,
    Fışkırır ruh-i mücerret gibi yerden naşım;
    O zaman yükselerek arşa değer belki başım!

    Dalgalan sen de şafaklar gibi ey şanlı hilal;
    Olsun artık dökülen kanlarımın hepsi helal!
    Ebediyyen sana yok, ırkıma yok izmihlal.
    Hakkıdır, hür yaşamış bayrağımın hürriyet;
    Hakkıdır, Hak'ka tapan milletimin istiklal!


    Gençliğe Hitabe & Gençlerin Ata'ya Cevabı


    GENÇLİĞE HİTABE

    Ey Türk gençliği ! Birinci vazifen, Türk istiklâlini, Türk Cumhuriyeti'ni, ilelebet muhafaza ve müdafaa etmektir.
    Mevcudiyetinin ve istikbalinin yegâne temeli budur. Bu temel, senin en kıymetli hazinendir. İstikbalde dahi, seni bu hazineden mahrum etmek isteyecek dahilî ve harici bedhahların olacaktır. Bir gün, istiklâl ve Cumhuriyet'i müdafaa mecburiyetine düşersen, vazifeye atılmak için, içinde bulunacağın vaziyetin imkân ve şerâitini düşünmeyeceksin! Bu imkân ve şerâit, çok namüsait bir mahiyette tezahür edebilir. İstiklâl ve Cumhuriyetine kastedecek düşmanlar, bütün dünyada emsali görülmemiş bir galibiyetin mümessili olabilirler. Cebren ve hile ile aziz vatanın bütün kaleleri zaptedilmiş, bütün tersanelerine girilmiş, bütün orduları dağıtılmış ve memleketin her köşesi bilfiil işgal edilmiş olabilir. Bütün bu şerâitten daha elîm ve daha vahim olmak üzere, memleketin dahilinde, iktidara sahip olanlar gaflet ve dalâlet ve hattâ hıyanet içinde bulunabilirler. Hattâ bu iktidar sahipleri, şahsî menfaatlerini, müstevlîlerin siyasi emelleriyle tevhid edebilirler. Millet, fakr ü zaruret içinde harap ve bîtap düşmüş olabilir.
    Ey Türk istikbalinin evlâdı! İşte, bu ahval ve şerâit içinde dahi vazifen, Türk istiklâl ve Cumhuriyetini kurtarmaktır! Muhtaç olduğun kudret, damarlarındaki asil kanda mevcuttur!

    GENÇLİĞİN ATATÜRK'E CEVABI
    Ey Büyük Ata,
    Varlığımızın en kutsal temeli olan, Türk İstiklâl ve Cumhuriyetinin sonsuz bekçisiyiz. Bu karar, değişmez irademizin ilk ve son anlatımıdır. İstikbâlde, hiçbir kuvvet bizi yolumuzdan döndürmeyecektir. Bizler, bütün hızımızı senden, ulusal tarihimizden ve ruhumuzdaki sönmez inanç ateşinden alıyoruz. Senin kurduğun güçlü temeller üzerinde attığımız her adım sağlam, yaptığımız her atılım bilinçlidir. En kıymetli emanetimiz olan, Türk İstiklâl ve Cumhuriyeti, varlığımızın esası olarak, eğilmez başların, bükülmez kolların, yenilmez Türk evlatlarının elinde sonsuza dek yaşayacak ve nesillerden nesillere devredilecektir. İstiklâl ve Cumhuriyetimize kastedecek düşmanlar, en modern silahlarla donanmış olarak, en kuvvetli ordularla üzerimize saldırsalar dahi, ulusal birliğimizi ve yenilmez Türk gücünün zerresini bile sarsamayacaktır. Çünkü, bu aziz vatanın toprakları üzerinde yetişen azimli ve inançlı Türk gençliği, dökülen temiz kanların ve Cumhuriyet devrimlerimizin aydın ürünleridir. Vatanın ve milletin selameti için her zorluğa iman dolu göğsümüzü germek, gerçek amacımızı olacaktır.
    Ey Türk'ün büyük Ata'sı !
    İstiklâl ve Cumhuriyetimizi korumak gerektiği zaman, içinde bulunacağımız durumlar ve şartlar ne olursa olsun, kudret ve cesaretimizi damarlarımızdaki asil kandan alarak, bütün engelleri aşıp her güçlüğü yenmek azmindeyiz.
    Türk gençliği olarak özgürlüğün, bağımsızlığın, egemenliğin, cumhuriyet ve devrimlerin yılmaz bekçileriyiz. Her zaman, her yerde ve her durumda Atatürk ilkelerinden ayrılmayacağımıza, çağdaş uygarlığa geçmek için bütün zorlukları yeneceğimize, namus ve şeref sözü verir, kendimizi büyük Türk ulusuna adarız.

    Saygılarımla....

    Cevap Yaz
  • Arif Tatar
    Arif Tatar 07.10.2008 - 12:09

    Günün şiiri olmaya değer; kutlarım... Sevgide kalın...

    Cevap Yaz
  • Kahveci Guzelim
    Kahveci Guzelim 06.10.2008 - 23:13

    ya bu uncle William'ın olmalı bir Yemenli yavuklusu ya da father Can'ın. Da biz bilmiyoruz..... Vay bizim cahilliğimize vay...

    Cevap Yaz
  • Behruz Dijurian
    Behruz Dijurian 06.10.2008 - 22:41

    Tired with all these, for restful death I cry,
    As, to behold desert a beggar born,
    And needy nothing trimm'd in jollity,
    And purest faith unhappily forsworn,
    And guilded honour shamefully misplaced,
    And maiden virtue rudely strumpeted,
    And right perfection rightfully disgraced,
    And strength by limping sway disabled,
    And art made tongue-tied by authority,
    And folly doctor-like controlling skill,
    And simple truth miscall'd simplicity,
    And captive good attending captain ill:
    Tired with all these, from these would I be gone,
    Save that, to die, I leave my love alone.


    Yorgun bütün bunlardan, dinlendirici ölüm için ağlıyorum
    Nasıl ki ...
    ve
    ve
    ...

    ve son satırda sonuç..!


    ’’Çeviri kadına benzer, güzelse sadık değildir, sadıksa güzel değildir’’

    Can Yücel


    Tabi değerli kadınlarımıza karşı bu sözün vebalı değerli merhum Can Yücel’e ait..!
    Ki burada bu şiirin orijinali ve çevrisine bakınca söylenenin bu sözle ne kadar örtüştüğünü görmekteyiz.
    Görünen o ki bu şiirin bir kısmı çevirmene ve bir kısmı da yazana ait..!

    Tabi çeviri ve çevirmen nitelikleri üzerinde burada zaman kısıtlılığından konuşmayacağım.


    Ama bu şiir için kısaca diyebiliriz ki çevirmen şiirin aslına çok sadık kalmamışken yeni dilde biraz daha farklı bir anlatım kalıbı ve hatta zaman zaman şiire bambaşka anlamlar yükleyerek daha çok güzel olması için çabalamıştır. ..!

    Keza bu satırda W. Shakespeare
    İkinci satırda (as= nasıl ki ) ile devam ederken çevirmen (değil mi ki)’yi seçmiş ve zaman zaman diger satırlarda da onu tekrarlayarak üstüne durmuştur ki bu durumda hem şiir diline ses ve ahenk katmak için hem de şiirin mesajını daha çok vurgulamak ve ön plana çıkarmak için kullanmıştır..!

    Ki şiirin aslına ve kelimelerin anlamlara bakıldığında bu anlam ve anlatım aykırılığı nerdeyse tüm satırlarda göze çarpıyor...ki bu olayın doğruluğunu veya yanlışlığını yargılamaktan ziyade okura bilgisinin ve kendisinin değerlendirmesi için paylaşıp küçük bir pencere açmaktır benim amacım. Elbette şiirin asıl dilindeki özel cenas ve güzel benzetmeleri görmek ve bilmek için şiirin aslını okuyup anlamak gerekir örneğin: tongue-tied ( bağlanmış dil, beggar born, needy nothing, and simple truth miscall'd simplicity = nasıl ki basit yalnış anlamlandırılan sade gerçekler ( basit ile sade arasında ince farklılığa değinirken ) ,captive=tutsak, esir ve captan gibi veya son satırdaki ''I leave my love alone''.. 'live' ve 'love' ve ilişkisi gibi ...vs.

    Ki çevirideki tecrübe ve çabalarımdan yola çıkarak diyebilirim ki eğer asıl eserin yeni dilde de hem sadık kalınıp hem de güzel olunabiliyorsa ne mutlu şaire ve çevirmene ve elbette ki esere de ! Ama ne yazık ki ne kadar diller ile aşina iseniz bile gene de her şiirin ve şair için bu önemli ve değerli çapa ve sanat söz konusu olamayacaktır.

    Tabi Shakespeare’in İngilizce’deki şiir dili ve sebki Halil Gibran gibi (daha çok mesaj ve düşünce ağırlıklı) kendine has bir şiveyken kendisinden sonra şairlere de ilham kaynağı olmuştur. Ki bu sone de 154 sone ve gazellerinden biri olarak daha çok üç ana unsur üzerinde durmaktadır:
    1. Hayatın doğru ve adil olmayan temel kuram ve kuralları
    2.Toplumsal kokuşmuşluk
    3. Zamanın zalim ve baskıcı hükümeti..

    ki tabi şiiri güzel ve gerçekçi yapan ve okurun beğenisi kazanan da nerdeyse her zamanda, her devirde ve her yerde geçerli olan tespitler..!


    Şaire ve çevirmene rahmetle, saygı ile, selamla

    Behruz Dijurian

    Cevap Yaz
  • Arap Naci
    Arap Naci 06.10.2008 - 22:40

    iyiler aşkına dönüyor dünya ve onların omuzlarında...(n.k)


    işte ikisi daha.





    Çeviren: Can Yücel

    ve

    William Shakespeare



    saygıyla.

    Cevap Yaz

Bu şiir ile ilgili 74 tane yorum bulunmakta