Elinde bir bağ gül vardı. Ucuz kömür dumanı, saçlarını yalayıp geçerken, dumanın içinden, küfü aralayıp ay'a baktı. Ay, apaktı.
Cebinde olmasını umduğu mektubu yoklamaktan korktu, aklını gül'e saldı. O dans olsaydı, o Son Tango, adında gül olan kız çocuğu kuşkusuz çıkıp gelecekti sisin içinden.
Sorusu yanlış sorulmuş bir aşka iliştirmişti yüreğindeki çöl'ü. Oysa çöl, vahalar da saklardı kuytusunda…
Ağlayan kalacaktır, demek geldi içinden; ne çare, aceleci bir intiharı sufle ediyordu, engereğin kasrında, ellerinin serinini esirgeyen çocuk.
-l-
'yok olmak üzere çıktığım koşuda
h e r - m o l a d a
bana su veren biridir sevgili
öpmeye / sevmeye
Devamını Oku
'yok olmak üzere çıktığım koşuda
h e r - m o l a d a
bana su veren biridir sevgili
öpmeye / sevmeye