Son gece yazılıya çalışan öğrenciler gibi
Onlar çalışırken ben de yazılı sorularına çalıştım
O kadar tembellik ettim ki yazılı sorusunu bu gece hazırladım
Saat 3 gibi yatabildim
Gerçi dün çıkışta 17 yi bilmem kaç geçene kadar bazı öğrencilere ders çalıştırdım
Fakat öğrenci hiç iyi değilim diye gitmek de istedi
O çocuk hep düşük alıyor, zorla onu tuttum bir süre
Bursa'da eski bir cami avlusu,
Küçük şadırvanda şakırdayan su.
Orhan zamanından kalma bir duvar...
Onunla bir yaşta ihtiyar çınar
Eliyor dört yana sakin bir günü.
Bir rüyadan arta kalmanın hüznü
Devamını Oku
Küçük şadırvanda şakırdayan su.
Orhan zamanından kalma bir duvar...
Onunla bir yaşta ihtiyar çınar
Eliyor dört yana sakin bir günü.
Bir rüyadan arta kalmanın hüznü
Hayali bir an gözümün önüne geliverince kalbime mukayyet olamıyorum.
Sabah erkenden kahvaltı yapmadan okula gittim. Fotokopi makinesi problem çıkarıyordu, kağıt hazinesini açmasam durmayacak yanacaktı. O durduktan sonra tekrar yazdır dedim, tekrar otomotiğe bağladı hızlı hızlı karışık semboller olan kağıtları atmaya başladı. Yine kağıt hazinesini açtım. Durdu. Müdür okul grubuna mesaj atmıştı, memurun bilgisayarında özel bilgiler mi varmış ne, zimmetli imiş, güvenlik açısından oradan çıktı almayın diye. Ben de memur odasının önünde memur olmadığı için ona sormadığım için bekledim bir süre düşündüm tekrar yukarı çıktım, müdürün kapısını çaldım. İçeride müdür yardımcıları, pansiyon müdürü olan kadın müdür yardımcısı bir de bir kadın vardı. Anlamadım, hararetli bir tartışma vardı. Pansiyon müdür yardımcısı kadın da tartışmanın içinde iken ben tam soracaktım. Gürültüden soramadım. Müdür odasından dışarı çıktı, aşağıdaki bilgisayar olmazmış. Geldi, ayar yaptı, bitince yeniden başlatmamı söyledi, gitti. Ben de yeniden başlat yaptım. Tabiri caizse bekle babam bekle oldum. Sınava az kaldı, ben bilgisayarın yeniden başlama işini uzun uzun bekliyorum. Bir an taksi çağırıp uzuklarda olan kırtasiyeye gidip fotokopi çekip gelsem mi diye o kadar aciz oldum. Neyse Arapça öğretmeni kadın bir hoca başına oturunca benim hırsımı görünce açılmayan bilgisayar onu görünce açıldı. O da açıldı dedi bana bilgisayarı verdi. Neyse fotokopi çektim Allah'tan işim tamam oldu. Okuldan cevap anahtarı yazıp hocalara bırakıp çıktım haa bu arada fotokopi işim bitince kantine kahvaltı yapmaya gittim, çay ve poğaça yedim, sonra yukarı çıktım olmuştu orayı atlamışım. Sınavdan sonra 10. sınıflar hee öncesini de diyeyim, önce 10.sınıfın kapısını açtım, sakın bu defa da düşük almayın haa deyip kapıyı kapattım. Nedense beni gördükleri için ve o küçük an için gülerek yüzüme baktılar. Ben de onları gördüm diye sevindim. Diğer sınıflarıma uğramadım. Zaman kalmamıştı. 10 ununcu sınıf sınavını ben hazırlamıştım 1. Yazılıda o zaman ne kadar zor diye mızlanıyorlardı. Bu defa başka hoca hazırladı, ne kadar kolaydı diye sevinerek etrafıma doluştular. 9ları ben hazırladım. Milli eğitimin istediği cümleleri kullandım ama yani diyerek açıklama yaptım. Sorunun hikayesi var, çok bilimsel ve nasıl eğilim göstermektedir cümlesiyle bitiyor ben ek olarak yani medyanını bulunuz diyerek hem milli eğitimin hem çocukların gönlü olsun diye soruyu ciddi sordum ama ne bulacaklarının ipucunu onlara verdim. Neyse bence çok kolay sordum. Okuldan sonra eve geldim ama eve sığamadım. Pazar arabamı alıp kendimi dışarı attım. Marketten büyük yoğurt, bimin yoğurdu güzel oluyor, ne zamandır a101, şok yoğurdu almıştım ama ayranı bile kötü oluyordu. Yoğurt aldım, patates soğan aldım bunları saymama gerek yok çok ayrıntılı mı yazıyorum ne... Neyse canım bu defa da dondurma çekti ama kendimi zor tuttum. Zaten kardeşlerim abur cubur işlerini çok seviyorlar, onlar gelince onlara herşeyden alırım ve doymayan gözüm de doyar böylelikle, hem de insanın her canının istediğini yemesi israf olarak yeter diye bir hadis okumuştum eskiden. O yüzden erteleyebiliyorsam bir zaman ertelemeye çalışıyorum. Ama her zaman yapamıyorum. Çoğu zaman istediğimi yine yiyorum ama evde kendim pişirerek, kardeşlerim dışarıda yemeyi seviyorlar. Dışarıda burnuma kokan şeyleri yemeyi de onları götürmeye erteliyorum. Geçen sene yanıma geldiklerinde dolabım abur cubur dolmuştu. Onlar gidince de ben nasıl yiyeceğim diye düşündüm eski kaldığım binada gördüğüm çocuklara vermiştim. Sevinmişlerdi. Bu arada eve tekrar geldim, merdivenden merdiven çıkabilen pazar arabamı yavaş yavaş çıkardım. Kendini cama vuran blr serçe benim kapımın yanındaki camdan uçarak geldi, pencerelere çivi çakmışlar açılmıyor zaten, en aşağıda bir pencere açık oradan binaya girmiş herhalde, her katta cam var ama çivili, yukarı çıktı kendini oraya da çarptı. Ben koşup evdeki bütün odaların kapısını kapattım, sadece dış kapımın hemen yanındaki mutfağı açık bıraktım, balkonu da tam açtım, sonra kuşun olduğu yere koştum, en üst kattaki son cama da çarptı ve tekrar aşağı manevra aldı, her önüne gelen cama çarpıp bçr aşağı katın camına gidiyor halde geldi. Allah'ın ne olur benim evime girsin diye dua ederek kapıları ayarlayıp yukarı koşmuştum. Benim kapımın yanına gelince koridorum karanlık ama mutfak kapısı açık ve aydınlıktı ve balkonumda kuş sesleri de vardı. Yere kondu, eşiğimden içeri girip mutfağa uçuş yaparak hemen dışarı çıkabildi. Ben ne kadar şanslı bir insanım diye sevindim. Evimden bir kuş geçti. Daha önce bir sinek de cama çarpıp duruyordu, onu da zorla evime doğru uçturup mutfaktan dışarı çıkarmıştım. Neyse bugünkü güzel kaderime seviniyorum.
Üzüldüğüme o kadar pişmanım ki, daha üzülmek istemiyorum, ben üzülünce karamsar olacak, hayata küsecek kadar, o beni çok seviyor.
Bu gece yazılı işim bitince uyumak için yattım yanan gözlerimle, burada hava çok soğuk, soruları hazırlarken kollarım dondu. Yorgana sarıldım ama yine kollarım buz gibiydi, zor ısındım. Bu arada soruları hazırlarken olduğu gibi, uyumaya çalışırken de hayalimde o vardı hep. Kalbim onu sevmekten bir süre uyuyamadım. Uyandım yine o kalbimde olaraktan. O beni çok seviyor.
Bu şiir ile ilgili 4 tane yorum bulunmakta