Rabbi kılsaydım âşina, nefsimde tât beklemezdim
Dâmu alevinden başka, gayri imdât beklemezdim
Ne hâletmiş, gölgelenmiş nârında şu nefsim benim
Ateş sarmış yüreğimden bunca feryâd
beklemezdim
Senden önce öyle boş yaşadım ki,
Şimdi senle kendimden geçmişim ben
Henüz vakit var geri dönmek için
Geleceğim uzundur geçmişimden
Ayrılınca huzurundan Allah’ın
Senden sonra talihime yenilemiyorum...
Sabah açılır,
akşam olur
kısmet denen kandırmacanın
kahkahalarıyla...
Yaşayamamak -
Seni sevmek:
Her şeye rağmen
En zulmet karanlıklarda
Bulutların arasında
Güneşi beklemek gibi...
Kutsal bir el uzandı bana, güzelim,
bileği Allahtan,
parmakları -
sevgiden, sükuttan, şiiriyattan,
ölümden ve senden ibaret...
Dikenli olsa da geldiğim yollar,
Sevme beni:
Eğilerek yükselenlerin,
Sövülerek büyüklenenlerin,
Haklıyı haksıza satıp ve sırtını dönenlerin
Toplaştığı bir şehirde...
Sevme beni!
Konuşsam, sözümün keskinliğinden
Ürkersin, her sözüm asıp kesecek
Sorma her adımda ne olmuş yine
Bir az şairliğim tutmuş, geçecek
Belki yanlışımdır, belki kısmetim,
Nedense,
seni görebilmek ihtimalim ağır basar hep
seni görmemeli olduğumun zorunluluğundan
Buna sebepse
kendimi kandırmaya çalışsam bile,
yüreğimin beni hiç kandırmaması...
Elif... Lam... Mim...
And olsun Hazar’a,
Urmiye’ye, Büyükşor’a,
And olsun başım üzerinde kanatlanan balıklara
ve onların yükseldiği ucalıklara ki,
kalbim seni terketmedi...
Kaybetmişim hesabını günlerin,
Kör gibiyim arasında küllerin
Hislerimden yandı dedin ellerin
Alevini soğut dedin, soğuttum...
Bu ceza mı, ya aşkın kendisi mi?!
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!