Sistemin Çocuğu
Merhaba, ben sistemin çocuğuyum.
Bir yerde acı, yüksek sesle dile getirildiğinde daha gerçek kabul ediliyor. Dağınık, sorumsuz, savrulan bir hayat daha çok şefkat topluyor. Çünkü sisteme uymamak, herkesin “kahraman olmalıyım” egosunu okşuyor. Oysa uyum sağlamak; kurallara göre yaşamak, kendini tutmak, başkasının alanına girmemek, kimsenin yükünü sırtına yıkmamak… Bunlar görünmez erdemler. Sessiz oldukları için alkış almıyorlar.
Ben sistemin öğretilerinin öğretildiği yerden geliyorum.
Sus denince susan, kalk denince kalkan, git denince giden, kal denince kalan… Ben sistemin çocuğuyum.
Ben o sessiz disiplinin içinden çıktım.
Herkesin parmakla gösterdiği “örnek öğrenci”, “örnek çocuk”, “örnek insan” oldum. Düzeni öğrendim, sınırları ezberledim, “olması gereken”in içine kendimi dikkatle yerleştirdim. Sistemin istediği gibi davrandığım için duygusuz sanıldım. Oysa en çok ben hissettim. Sadece hislerimi ortalığa dökmediğim için yok sayıldım
Sistem beni terk etti, cebime paramı her ayın 15 inde koyuyor, ve ‘Şeyma zaten sisteme uyacaktır’ diyor. Oysa beni denetlemiyor. Beni izlemiyor. Beni merak etmiyor. Bir çeşit korku veya rituel ile ona sadakat gösteriyorum, itaat ediyorum. Çalışıyorum, kimsenin özel alanına girmiyorum ve eşyalarına dokunmuyorum, param varsa harcıyorum yoksa çalmıyorum. Ve bu beni içten içe öldürüyor.
Ve sistem ölüm anındaki ismime kadar beni planlıyor.
Şu anda bir cesed olmadığımı düşünüyor mesela.
Ne acımasızca.
Şuan da hayatta olduğumu düşündüğü için kayıtlarda ‘Şeyma’ diye isimlendiriyor beni.
En çokta ‘Şeyma halleder, Şeyma güçlüdür, Şeyma çözer, Şeyma akıllı’ sözleri bir makine gibi hissettiriyor. Yoruluyorum. Kapı gıcırtısı zannedip eskimiş bir yağ ve kötü bir bezle üzerimi örtüyorlar. beni bir makine olarak görüyorlar. Benim de bir kalbim olduğunu unutuyorlar.
Biraz hakkımı arasam, Baskı var. Otorite var. Güç, hep yukarıdan aşağıya doğru işliyor. Ben hem sistemin çocuğu hem de en küçük çocuğum.
aşağıda kalıyorum. Sınırlarımı korumak istediğimde, bu bir tehdit gibi algılanıyor. Kendimi savunduğumda suçlanıyorum. Susarsam eziliyorum. Konuşursam taşkın sayılıyorum.
Özgürlük neydi?
sınırlarımı koruduğumda bir makineye ‘kalp’ taktım diye kalbimi söküp atıyorlar. ‘Bu parça buraya fazla olmuş, bu makine için bu gereksiz!’ der gibi, tasarruf ettiğini düşünüyorlar.
Sistem benim entropi kaybımla ayakta duruyor.
Ve ben onu dizlerim üstüne çökmüş ilahlaştırıyorum .
Helal Olsun, bir görünmez güç (sistem) kendine ancak bu kadar acımasızca secde ettirebilirdi.
Ben bu matrix’ten çıkıyorum.
Fethedilen yer gerçekten bir cennet mi, yoksa insanın dokunduğu her şeyi bozan doğasının bir yansıması mı? Ben bu sistemden çıkıp kendimi fethediyorum !
Şeyma Karakoç
Şeyma Karakoç
Kayıt Tarihi : 21.12.2025 21:19:00
Şiiri Değerlendir
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.




Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!