Sisli Sokaklar
Sisli sokaklarda yürürken adını fısıldadım.
Ay ışığı kırıldı; kaldırımların ıslak taşlarına.
“Daha az özlüyorum” diye söyledim kendi kendime.
Ama ellerim hâlâ senin ellerini arıyor.
Rüzgâr geçiyor omuzumdan; usulca üşütüyor.
Hatırlıyorum parmak uçlarımızın birbirine değdiği anları.
Geceyi sen tutuyorsun, ben gölgeni.
Köşe başlarında kaybolmuş sessiz şehirlerde.
Görmüyoruz birbirimizi.
Ama kalbim senin nefesini hissediyor.
Bir çığ gibi büyüyor rüyalarımda adın.
Yalnızlığın sessizliği öğretiyor bana seni beklemeyi.
Artık daha az özlüyorum diyemem.
Çünkü zamanla azalacak gibi gelen duygular, hâlâ derin bir iz bırakıyor yüreğimde.
Öğreniyorum yeniden, her gece.
Hatırlıyorum kaybetmenin ve beklemenin ağırlığını.
Ve sessizce fısıldıyorum: iyi ol. Uzak ol.
Ama bir daha gelme rüyama. Bir daha dokunma ellerime.
Gecenin ortasında sokak lambaları titriyor.
Her ışık, senin gözlerin gibi uzaktan bakıyor.
Ve ben hâlâ yürürüm; sessiz adımlarla, kendi gölgemi takip ederek.
Ama senin yokluğun kadar uzun bir boşlukta.
Hatırlarım, eski kafelerde bıraktığımız kahveleri.
Ve konuşamadığımız kelimeleri.
Dudaklarımıza sığmayan sessizlikleri.
Şimdi yalnızca rüzgâr fısıldıyor adını.
Ve ben dinliyorum; geceyi tutarak.
Köprülerden geçerken suya bakarım.
Yüzünde bir tebessüm, hayalimde bir dokunuş.
Ama ellerim bomboş, kalbim yarım.
Ve her damla yağmur seni hatırlatıyor bana.
Sessizce. Usulca.
Bazı geceler yıldızlar daha parlak.
Ama sen yokken, hiçbiri ışık vermez bana.
Ve her ışık, uzaklığını hatırlatır.
Bir kez daha özlemin acısını hissettirir.
Ve ben yürürüm, sessiz ve yorgun.
Rüyalarımda tekrar tekrar karşılaşırız.
Ama her sabah uyanış; yalnızlığın öpücüğü.
Gözlerimde kalan tek damla.
Ve bilirim ki; seni beklemek gece gibi sabırlı olmalı.
Zaman geçiyor, günler kısalıyor.
Ama özlem, azalmak yerine büyüyor.
Her nefes seni arıyor.
Her adım sana çıkıyor.
Ve ben, sessizce, sisli sokaklarda senin izini sürüyorum.
Bir çığ gibi büyüyor hatıralar.
Kimi zaman gülüşün, kimi zaman sessiz bakışın.
Ve ben hâlâ dinliyorum; rüzgârla birlikte.
Sessizliğin arasında seni arıyorum.
Bazı geceler, uzak dağlarda bir ışık yanıyor.
Ve ben biliyorum; sen de bir yerlerde beni hatırlıyorsun.
Ama yollarımız kopuk. Ellerimiz boş.
Ve yalnızca rüyalar birleştiriyor bizi.
Artık diyebilirim ki; daha az beklemiyorum.
Çünkü bekleyiş her geçen gün daha ağır.
Ama hâlâ yürüyorum; sisli sokaklarda.
Senin adını fısıldayarak, adım adım.
Her köşe başında bir hatıra saklı.
Ve ben hepsini topluyorum içime.
Bir tek rüzgâr. Bir tek yağmur.
Ve sessizlik, bana seni hatırlatıyor.
Uzakta bir çığlık; belki de adın.
Ve ben hâlâ dinliyorum. Sessizce.
Geceyi tutuyorum yalnızlığımla.
Ama her adımda seni arıyorum.
Bazen kendimi kaybolmuş hissediyorum.
Ama hatırlıyorum; her kayboluş seni daha çok hatırlamak.
Ve her hatırlayış, sessiz bir acı.
Ama bir yandan da sıcak bir özlem.
Geceler kısalıyor. Gündüzler uzuyor.
Ve ben hâlâ yürürüm; sisli sokaklarda.
Senin yokluğun kadar uzun,
Ama adın kadar yakın.
Ve bilirim ki; bir gün yollar kesişir.
Ama o gün gelene kadar
Ben sessizce adını fısıldayacağım.
Sisli sokaklarda yalnız,
Ama hatıralarla.
✍️🏻 Nûrferah Züleyha AKTAŞ
Kayıt Tarihi : 24.8.2025 08:18:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!