Düşlerin çocuk, düşlerin
En çok canını acıtan senin.
Karanlığı sevmenden değil
Güneşin ardını merak etmekten
Kaybettin gözlerini
Ekşiyor asfalt ayaklarımın altında
bir güvercin eşiyor yürek yaramı
cinayeti öğreniyorum titreyen ellerimle
bir kedinin cinnetinde kayboluyor masumluğum.
ve papatyalarımda saklıyorum tüm bunları.
Şimdi uzaklardasın ve bir gölge kırılıyor göğsümde
bir donanma ağır aksak ve soğuk
yüzlerce bomba, binlerce mermi, hepsi içimde
şimdi uzaklardasın ve bu denizin tuzu yok.
Paslanmış asma kilidi, bu yürek benim
Kimden ayrı, kimden öte, boğuluyorum gözlerinde,
Nem mi, kan mı, yanaklarımdan ellerime, sanki sıcak
Sanki oluk oluk gözyaşı, sanki ölüm öncesi
kuraklığı yazın, sanki ölümden de öte
Topu topu yarım ömür, tam ayrılık, tam acı
Damarlarımda dolaşan İstanbul'sa
nereye gitsem ölüyüm.
Boğazı görüp gelmiş martıları tanırım
kanatlarındaki dudak izlerinden.
Nereye akarsa aksın
Ojeli tırnaklarıyla ağzında zeytin dalı
Bir erkek bir beyaz güvercin
Tuza değince ayakları martıya dönüşüyor
Suyun öte yanında mutluluktan bir kale
Ayakları ıslanmadan bir ömür geçiriyor
Kuşlarım ağarıyor ağlamaktan
salkımsaçak gökyüzü devrilirken üstüme
sularında eriyen bir şehrin
parmağını ısırıyorum.
Karış karış kaybolduğum ey şehir!
Örümcek ağları üzerinde
sevişiyorum hayalinle
ben sevişirken soluğu kesiliyor tanrının
öç alıyoruz omuz omuza şeytanla
sokağa meleklerin esmer
kirleri yağıyor.
Engin denizlerde dalgalarla boğuşuyorum
Lodos gibi, sıcak ve sert, esiyorsun batıyor gemi
İçim fırtınadan darmadağınık
Filikaları indir, kurtar beni!
Yalancı, aysberg hissi miydin,
Hüzünle oynamak serbestti, çocuklardan uzak tutulurdu mutluluk. Güneş görmeyen, serin bir yerde muhafaza edilir, varlığı unutulurdu.
Çok güldüğünde çok ağlayacağı öğretilirdi çocuklara. Cinlerden sonra en çok gülmekten korkardım. Ya başımıza kötü bir şey gelseydi, benim yüzümden! ..
Şimdi hüznümün hesabını veremiyorum.
Ya ben büyümüyorum, ya da çok uzak bir yerde mutluluk…
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!