Şiirler okudum bugün türkçemin ormanlarında,
Adım adım dizelerle içimde direncim, sevincim ve acım,
Çocuklaştım, aldım da gövdemi salladım dallarında
İlkgençlik suyunu yakmış gür bir ağacın.
Hayatı bir gürültünün içinden yeniden yaratmaktır şiir,
Ve söz demlemek değildir mutluluğun kanatlarında.
Ne zaman canım sıkılsa, aklıma geliyorsun
Ve ne zaman aklıma gelsen, canımı sıkıyorsun...
Yani hep canım sıkkın, aklımdan çıkmıyorsun
Ya da hep aklımdasın, canımı sıkıyorsun...
Devamını Oku
Ve ne zaman aklıma gelsen, canımı sıkıyorsun...
Yani hep canım sıkkın, aklımdan çıkmıyorsun
Ya da hep aklımdasın, canımı sıkıyorsun...
Günaydın, arkadaşlar.
Bayanların gitmesine üzülüyoum
Kadınlar çiçek gibidir,yanlış bir dokunuş
onları kırabilir, sonsuzadek küstürebilir
Sayfamızın çiçekleri gidiyor, durdurun onları lütfen
Şair bu, kimi zaman kalabalık bir köşede
Yapayalnız ve gözüpek dizeler çiziktirir,
Ne de olsa şair bir kuyumcu değilse de,
Yüreğinin tellerinde som altın biriktirir.... kutların günün şiirini.
Şiir bir madense altın gibi
Şair ocaktır.
Elleriyle kazar kayalıkları
Kah bir dağ başında esen yelde
Ya da göz pınarlarından akan
Dere içlerinde
Destan olur belki
Eskiyen yüzler de
Sarardıkça yeşeren
Küllendikçe közlenen
Bir ara belki bulur gibi olursan da
Bir örümcek sarar kapısını
Bir kuş yuva yapar
Dokunamazsın
Hiç ayar tutturamazsın
Hep başkaları paha biçer
Senin için ne anlama geldiğini
Anlatamazsın
Ö yüzden yüreğimin tellerinde
Biriktirmedim hiç birini
Ya sevgilime sundum gül ile
Ya anama söyledim alçak sesle
Ya dostuma dedim selamın içinde
Belkide bundan dolayı
Hep zayıfım
Hep fakir
Şiir düşündürüyor; çok ta çetrefil bir durumu yok, lakin etkiliyor mu? Etkilemezse düşündürmez de zaten.
Şiirseverler okur, anlamak ister; ben oldum diyenlerse omuz silkip geçer. Rahmetli şairin anlatmak istedikleri belki zamanı geldiğinde daha iyi anlaşılır; ruhu şad olsun.
Doğru mu?
Şiiri Nazım Hikmet mi eğitmiş.?
Doğruysa,
Hiç mi hiç eğitememiş.
Keşke annesini dinleseydi.
Şiir gibi şiir olmayan şiirin
Sen de yaz altına, ben de yazayım.
Dam düşenin tozpembesi...
Vur beline kazmayı!
Daldan dala...
Haldan hala şiirler nerde?
Bunca şair bir şey yazamamış mı?
Boşa vakit kaybetmeyelim burada.
Mutluluklar...
Arkadaşlar yönetim neden şairi antolojide gizler bir mana veremiyorum.? Neyse aradım buldum ve size zahmet olmasın diye şairin hayatını asıyorum.
AZER YARANKategori:Eğlence ve Sanat - Kitap ve EdebiyatAçıklama:Şair-çevirmen Azer Yaran 1949 yılında Ordu Fatsa'nın Kavraz, şimdiki adıyla Korucuk köyünde doğdu, 2 Ekim 2005 tarihinde Ankara'da bu dünyayı bize bırakıp gitti. 1972 yılında Ankara'da Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi'nin Rus Dili ve Edebiyatı Bölümü'nü bitirdi. 1970 yılında TRT Ankara Radyosu'nun düzenlediği ses ve yetenek sınavlarından geçerek kurumun TRT Çoksesli Müzik Topluluğunda bas ses olarak şarkı söylemeye başladı; kurum içinde profesyonel müzik eğitimi gördü. 1974'te TRT muhabiri oldu, dış yayınlar muhabiri olarak çalıştı. 1982'de memuriyetten ayrıldı. Daha sonra, reklam, ansiklopedi, basın çevirmenliği yaptı. İlk şiirleri 1976 yılında Cemal Süreya'nın yönetimindeki Türkiye Yazıları ve Oluşum dergilerinde yayımlanmaya başladı. İzleyen yıllarda şiirlerini yayımlamayı sürdürürken, Rusça'dan ilk şiir çevirileri -Yesenin,Vaptsarov- çıktı. Milliyet Sanat ve Gösteri dergilerinin genç şairler özel sayılarında yer aldı. 70'li yılların ikinci yarısından başlayarak bilimsel kitaplara ve Rus şiirinden çeviri çalışmalarına yöneldi.
Muzaffer Buyrukçu Azer Yaran'ın şiirini şöyle değerlendiriyor:
'İçine girdiği durumun etkilerini, izlenimlerini taşıyan şiirlerinin özünde devingenlik, atılganlık epey yer tutar. Kişiselden toplumsala, toplumsaldan evrensele küçük kıvılcımlarla sıçrayan bir şiiri vardır Azer Yaran'ın. Mutluluk arayışından kaynaklanan bir koşuyu sürdürür dizelerinde. Koşarken gördüğü bütün konulara, sorunlara yaklaşır. Doğaya tutkundur, resimler getirir sık sık. Işıklarına, renklerine sarılır. İmgeleri delikanlıca bir uçarılıkla, coşkulu bir içtenlikle bol bol kullanır. Derinlerde gizlenen ve gerçeklerin damarlarında kuşku uyandırmadan dolaşan ince bir alay umulmayan anlarda fışkırır, hazırlıksız yakalayarak şaşırtır. Hep doruk arıyan ve orada yeniden, yeni bir anlamla doğmak, yücelmek, insana giden yolları tıkayan engelleri aşmak amacıyla çırpınan bir yaşama sevinci Azer Yaran'ın şiirlerindeki yapıyı güçlendirir.'
(yalnızca başı)
Şair-çevirmen Azer Yaran 1949 yılında Ordu Fatsa'nın Kavraz, şimdiki adıyla Korucuk köyünde doğdu, 2 Ekim 2005 tarihinde Ankara'da bu dünyayı bize bırakıp gitti. 1972 yılında Ankara'da Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi'nin Rus Dili ve Edebiyatı Bölümü'nü bitirdi. 1970 yılında TRT Ankara Radyosu'nun düzenlediği ses ve yetenek sınavlarından geçerek kurumun TRT Çoksesli Müzik Topluluğunda bas ses olarak şarkı söylemeye başladı; kurum içinde profesyonel müzik eğitimi gördü. 1974'te TRT muhabiri oldu,...
Ölünün arkasın iyi konuşulur,ya da susulur.Tamam da
şiirinin arkasından rahatça konuşabiliriz kanımca.
Madem ki şiir henüz ölmemiş.Ben bu şiiri sevemedim.
Kafası biraz karışık geldi bana.
Şaire Allah (cc) rahmet eylesin.
Kimbilir
Belki de azer,anzer balı gibi biridir.
Belki de kestane ya da çam balı.
Şeker balı da olabilir,
Neyse pek anlamam baldan,bu işi baldan anlayanlara
bırakmalı.Balcıların yorumlarına biraz daha gözatmalı...
Bütün gece uyumamışlar,
Belki de şu an uykuda olmalılar.
Uyumakta haklılar :)
Sağolsunlar...
Şimdi de sanki ben ortalığı hiç karıştırmamışım da sadece size aman ha demişim gibi duruyor sayfa. Yani sadece kendimi temize çıkarmışım gibi oldu. Şu türden mesajlarımızı silebilir miyiz? Bunu özellikle bırakacağım ki benim de bir sürü atıp tutmuş olduğum görülsün.
Rüya Haktır da, yine der ki rüya meleklerin elindeki taş gibidir. Nasıl yorumlarsanız o yorum üzre düşer. Böyle bir anlamı vardı işte. Rüya yorumlama işleri de tehlikelidir ve mümkün olduğunca iyiye yormak telkin edilmiştir.
Onur Hanım,
Bu işler tamamen söylediğiniz gibiyse işin içinde cin parmağı var gibi duruyor. Cinlerin olduğu yerden uzak olmakta fayda var. Gelecekle ilgili en küçük bir şeyi görebildiğinizi söylüyorsanız bu insanlığın mazisinde mümkün olduğu sanılan ama artık mümküm olamayacağı bilinen bir şey.
İlâve olarak, gerçekten vücudunuzla havalanıp uçsaydınız bile bütün bu işler talep edilmeyecek işlerden sayılmıştır. Bunlar etrafı dükkan dolu bir yolda yürümeye benzetilmiş ve köy yolunda hızlı yol alırsınız ama böyle meraklı şeylerin olduğu yolda vitrinlere bakmaktan ilerleyemezsiniz benzetmesiyle... Nasıl desem, pek sevimli görülmemiştir.
Hiçbir şey görmemek daha iyidir.
Ben tam kanaat sahibi olamam elbette söyledikleriniz hakkında. Ama tüm bunların rahmani olması gerekmez. Ayrıca bu tür şeyler İslâm ile ilgili de değildir. İstidrac denen bir şey var. Vücudu yeterince baskılarsanız her dine mensup insanlarda bu haller ortaya çıkabilir.
Söylediğim gibi, tam nedenini bilemesem de çok rahat değilim anlattıklarınız hakkında.
Benim anlattıklarım da zaten boş işlerdi. Ben bıraktım gitti. Bence siz de bu konulara fazla dalmayın çünkü gerçek böyle eğlencelerin ardında kesinlikle değil, o kadarından eminim.
Bu şiir ile ilgili 55 tane yorum bulunmakta