Ürpertici, ürkütücü dehsetler veren
Yurtici dolapdümen tasarrufiyetini yurtdisina atesduman olup püskürten
Ayni anda ev
Konak
Tasinir tasinmaz mülk…
Kacak villa üzerinde kamyon indirip kamyon bindiren motorla
Yuvasından çıkınca su
Ne ettiğini nerden bilsin...?
...fikri bulutlarda dalgın hayalci
Şehrin büyük caddelerinde saksafon çalan
Sokak çalgıcıları ve rüzgar
Takvimlerden kara gün sayfaları koparan ustura avaza
Bulutlar
Uzak gemilerin fener arayan sarhoşları derdinde dün
Fitil fitil dinmesiz yağacak yağmurların davetini
Geri çevirmemeye yeminli
Dün..Nasıl düşmüşüm
Nasıl şaşmışım..
Kimbilir
Hangi yitik geminin yolcusuyuz böyle baharlar ve kışlar
Böyle ne kadar kavuşsak
Yine de bir okadar hasrette
Sılaya dönsek
Bir o kadar her dönüşümüz gene de gurbet
Şurdan burdan insanım diyen herkes
Uçmasına gerek yok...
Basit bir gülüşün peşinden giderek de içten
Uçmasına gerek yok büyük işler çevireceği aptallığına
Cumbo yayınlarına akın akın
Kalabalıkları kaçırmamak için...
Nesi kaldıydıysa tiryakiliğinden
Sora sora gidilmez yollardan gecmişte konmuş
oyukta,tümsekte, duldalarda, yaşta yağmurda, lal ile narin
Bazı bazı dertli çığlıklara değişmis bir tutam gülümserliğini
Yapraklarında bahar kurulayıp kurutan solo seranat
Kimi zaman ayak bağcıklı sözüne sağlam, kimi zaman vaktine yürüdükce,
Solu sagi ortasi ucu hepsi herseye düzen abidesiyle
Akceli islerin ve otoriter güclerin güzide gözde kozmo molozu
Her hali her yikim mahiyetine tirtetik
Amadeden gubidik
ve kesilmis kurdelesi yuro-amerikan sahanesi dükkandan hazirkalipvaziyet
Cehepe…?
Acilimdan bunaga bosalan kapsüllük zirzivana
Demem o ki yamuktan paldirküldürlendirilen yantiryüntür
Bölgesel ve küresel Bop kelepcecisi Pekaka
Parkali markali dipcikli tüfekli dagdan daga gezer tozarken
Ekmek mi dedi…?
Agaliga mi sövdü…?
Bu ne biçim şeyse acayip kasnağı yamul yumul davul...?
Yuro-amerikan trampetiymiş adı
Uzaklardan şer üçkeni diyerek insan gammazlar, hayatı korkunca tetikler
Ganimet rüşvet define nerde ne varsa
Bilgisayarsomatik cihazlarla yakın takipli dürbüne dikiz eder
Yırtıcı vahşiliklerle en acımasız ve kahpece...
Yıllar evveli
Sürülmüştü ekin savrulmuştu harman
Poyraz kalanlarını süpürüyordu hayeşem toprağın
Sen yoktun hatun
Yıllar evveli sen yoktun yağmurlu bir tren penceresinde
Zaman ateş eritiyordu buz




Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!