melankolinin damarlarımda atmaya başladığı şu saattlerde;
pencereme vuran damlaların tıkırtısında,
aklıma düştün yine..
bir başka şehirde,
bir başkasının kollarında,
aynı karamsar bulutların altında;
Çaresizlik içinde kayboldum
Dolaştığım ormanda
Dibine kadar battım çamura
Üstüm başım hayal kırıklıkları
Yolun hep ters şeridinde ilerledim
kayalıkların dibinde, denize sıfır
geçen tekneleri izlemek
hayatlarımızdan geçip giden
insanları izlemek gibi
yitip giden zamanı
Zaman geçiyor saatin tik-tak’larında
Karamsar bir tını bırakıyor kulaklarda
Ve heyecanlı..
Açtım kilitlerini bütün kapılarımın
Belki dönersin diye
Hayat;
çürümüş çiş tadıydı
bir kertenkelinin dilinde
insanlar için hiç bir anlam taşımayan.
insalar.. büyük insanlar..
dünyanın sonbahar sarısına dönüştüğü zamanlarda, piyano sesi kadar beni huzurlandıran başka bir şey düşünemiyorum. ne yeni doğan bir bebek sesi ne uzun süreli bir özlemin sona ermesi.. hiç bir şey beni bu kadar rahatlatamıyor(hüzünlendiremiyor) .
o sonbaharın içine dalmak, dökülen yaprakların kapladığı o yollarda yürümek, ne üşümek ne üşümemek.. elini cebine sokup sanki biraz sonra ölme ihtimalin yokmuş gibi; zaman, dünya durmuş gibi; bütün günlük çelişkilerden araındırıp bünyeyi öylesine yütümek. hayatın ironisi; bu kadar basit bir şeyi yapamamakmış..
bak, işte yine başladı piyano. bu sefer çelloda yalnız bırakmadı onu. harika ikili indiriyor yıldızları yeryüzüne, bu sakin gecede.
dışarıda ürkek bir sabah
geceden kalma
kuşlar dallarda
sessiz..
yarım yaşanmış bir günah gibi
sarı kırmızı plastik tarakları
götcebimize koyup gezdiğimiz yıllar
yerini Lemana bırakmıştı.
yaş ondörtbilemedinonbeş.
bir ortaokul çocuğunun militan gözyaşı
tarih hocasının tokadının ardından akmaya başlıyordu
arıştım yanımdan akan suya
katı bir gitar sesi uğurladı beni
hava olabildiğine sıcak,
gökyüzü açık
ve yıldızlar sayılamayacak kadar çok
yitirdiğim düşler
hepsi birer hayalet olmus
dikilmişler rüyalarımda
hesap sorar vaziyette
bakışmaktalar..
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!