sessizlik sardı bir an odanın içini
dışarıda geceden dolayı bir akşam ezanı
- ve ya sabah... -
ben açtım gözlerimi;
yerde, elimde bir kırık şarap şişesi
gri köprünün lodosa bakan yamacında,
oltanın üç kağıtçı tarafını daldırmıştık
içi karadan çok pislik barındıran denize.
tepemizde aydınlık bir gökyüzü
ve aç martılar dolanıyor
bütün masumiyetlerini kaybedercesine.
düşlerimi yitirdiğim bir günün saati
sabah ezanıyla uğurlandım Hadesin diyarına
Kharonun kayığında gizemli bir nehir gezintisi
ağzımda bir avuç dolusu bozuk parayla.
neyse ki Cerberus bir şişe efes güneşine fitti.
“Bütün umutlarımı küçük bir kağıda yazdım
Tek tek isim verdim her birine”
Dumanlı bir gecede indirdim gökten yıldızları
Her biri birbirinden parlakken
Ben en sönük olanını aldım
Bu gece bir garip hissediyorum
Kollarım kıpırdamıyor yerinden
Kalbimse fırlıyor
Bu gece bir garip hissediyorum
Gece, kar ve kedi
Sıkılıyorum, yalnız uçan bir kartal kadar
Sıkılıyorum, ağaçtaki tek yaprak kadar
Sıkılıyorum, yarın hiç gelmeyecekmiş kadar
Sıkılıyorum, anlaşılamamak kadar
Bu gece boğuyor beni
yıldızların altında
parıldayan bir dünyada
çoğul başımıza yaşıyorduk
kocca bir ovada.
şu kocca ovada
kurumuş tek bir dal,
çölün ortasında ki insan,
dönüşsüz yolda ilerleyen araba..
çaresizlik kadar gerçek bir dünya bu içinde yaşadığımız
ve ne garip herkes halinden memnun
mazoşist bir kişilik
rakımın içinde eriyen buz gibi
karışıyorum hayata
ne oluyorum bunun sonunda?
bilemiyorum..
kadehle birlikte yitiyorum.
hiç sebepsiz,
Hüzün ağacının dibine
Uzandım hissizce
Hafif bir rüzgar esti
Heyecan kalmadı artık
Saatimin tik takları arasında
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!