Köyümün dağlarında
Keklikler ötüşürdü.
Deli taylar ovada
Coşkuyla yarışırdı.
Seray anne tandırı
sevgin mihrabım oldu
solgun yüzümde
aşkının fırtınası
essin, bırak!
rüzgar;
Bir saksının çiçeğinde
toplanmış ellerimiz
Yüreklerimiz hava kadar temiz
alınlarımız gökyüzü kadar açık
Parmaklarımız
ölüm, ten sıcaklığında erimekse
dil tadında bir söylem olsa da ölsek
ne var ki
dalından düşen yaprak gibi
inadına her an büyüyor keder
Ömrümün her anını
takibe almış zaman
Gölgeleri durdurun,
güneşe gideceğim.
Dağlara sal sesini
Çok özledim…
Kulaklarım dinlesin türkünü.
Şehir suskun
Top sesleri sinmiş ruhlara
Köyler de ses vermiyor
İçimizdeki sevgi boşluğunu doldurduğumuz ölçüde insanız.
Her insan doğarken nurdur, cennete yakışır, cehenneme çevirmeyelim.
Köklere su taşımadıkça; yapraklar, güneşle dolsa da ağaç yeşermez.
İnsanlar nehir gibidir. Denizin kalbine girmek için durmadan akarlar
Kafalarını karanlıktan çıkarmayanlar, dışarıdaki aydınlığı fark etmezler.
Sizi unuttum mu, sanıyorsunuz?
Hiç olacak şey mi?
Sizi ve yaptıklarınızı hiç unutur muyum?
Yüz yıllardır
Kalplerde ki zincirleri
İyilikler kırsın.
Rahmet olsun gönüllere
Sevgiler yağsın.
En güzel türküleri
Dünyanın bütün öğretmenlerine,
rahmet ekti
kalem tutan ellerin
Kurumuş topraklara
Hayat verdi sözlerin
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!