Uyanan güz çiçekleri gibiyiz yarım
Bakışımız, gülüşümüz
sözlerimiz bir başka bahar tadında
Sanki dağları deldik
çölleri aştık
dilden dile dolaştık
Ağıtlar düşer bayramlarıma
Ok ok saplanır her bayram hatıralarım
Deryaya salmışım umutlarımı
Balık bilmese halik bilir misali.
Duyan var mı bilmem tuttuğum yası
Su olup akmak istiyorum kıraç topraklara
En koyu haliyle çökmüş üstüme karanlık...
Gökyüzüne bakıyorum,
havayi fişekler arasında mavi de solmuş
Beyazlar ise siyah olmuş...
Gözlerim
Öyle yorgunmuşum gibi durduğuma bakma
Bir umut taşırım içimde.
Sevinçli,
huzurlu ve direngen...
Doğarken güneş karşıki tepeden
Ben de doğuyorum
Bir dost edinmeli insan
en güçlü fırtınalarda tutuna bileceği
Tipide, boranda, en koyu karanlıklarda yol gösterebileceği bir dost...
Yaniliyorum galiba,
bir dost değil! onlarca dost edinmeli insan
sırrını verebileceği,
Sevda Irmağında bir düş görmüşüz
Dağlardan dağlara şahan olup uçmuşuz
Buzullardan eriyerek çoşmuşuz
Sen bizi ham pişmemiş mi sandın ?
Çöl olan vahada yağıp göl olduk
Şimdi sırada susmak var...
Bitince cümlelerim,
başlayacak suskunluğum bilesin.
Şimdi sırada gitmek var...
Bitince vedalaşmalarım!
Şimdi sırada isyan var...
Sonra bir çağ açılacak
Aydınlıktan daha aydınlık.
Ne Afrika aynı Afrika olacak
Ne de açlardan bir ordu kurulacak.
Ey üstümüze zulüm yağdıran zalimler
Çağlayanlar gibi hayat taşıyanlara
Demirden bir kalenin içinde Adalet!
Bilirmisiniz özgürlük nedir?
Soruyor ölüme gidenler:
Haklı olan kim bu kavgada?
Ateş ve su,
Demirden bir kalenin içinde adalet!
Bilirmisiniz özgürlük nedir?
Soruyor ölüme gidenler:
Haklı olan kim bu kavgada?
Ateş ve su,
açlık ve tokluk,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!