Bildiğin yollardan değil bu
Ne taşlar var, ne kum ne de kumrular
Yolcu tek, yolculuk yalnız
Bildiğin gibi değil bu yolculuk
Ne kalkış, ne varış saati belli
Ne yaren var, ne de yar
Kumru seslerinde
Kırlangıç kanatlarında
Geliyor bu gün anılar,
Kara saçları dizlerine kadar
Hadi anlat bana en baştan
Pembe gelinliğini, masal gibi
Bir hal var bu gün,
Rüzgâr mı tenimi okşayan
Güneş mi ısıtan
Kalbime doğru çocuk gülüşlerinde
Adını koyamadığım bir şiir gibi…
Son danstayım
Gidiyorum
Günlerinden dirhem dirhem
Gözlerinden renk renk
Gidiyorum
Bahara inat
Ben yedi yaşındaydım
Sen Köy Öğretmeni,
Hani 1,2,3. Sınıflar
Hep beraber,
İlk harflerim, ilk rakamlar
İlk okumam,
is kokardı sabahları
hani senin en sevdiğinden,
fırından süzülen taze ekmek kokusu
birde küçük köpekler dolaşırdı
sokaklarda…
selfie çekerdik de adının selfie olduğunu,
Mesela uyanmış olsam
Eski zamanlarda bir eylül rüzgârına
Denizin mavisi dağların yeşili
Toprak fırında pişen ekmeğin kokusu
Yanan çırpıların çıtırtısı
Unutmuşum gerisini
deniz çiziyorum şimdi
ufkuna gözlerimin
öyle yalnız
ıssız
öylece sessiz,
Sadece geçiyorum
Rahatsız olmayın
Nefesim ve ben
İnsan selinin uğultulu sokaklarından
Sadece geçiyorum
Sessizce, gören de yok zaten
Bak saki!
Yavaş doldur bardağımı
Bil ki ben içince bu meyi
Çok konuşurum,
Sanma ki meyden
Bil ki senden ötürü,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!