Gözle görüp kalpte hasret ve özlemle yoğurduğum aşkı gönlümden dinleyeceksin.
Kaldırımları yolları dağları ormanları taşları sahilleri denizleri ayaklarımıza getiren sevdayla sabahlardık.
Sabah ezanından sonra fırından sıcak tereyağlı simidi çaya katık ederdik.
Selam olsun simidi kapan martıya,
Selam olsun saç altına giren rüzgara,
Duam olsun seni yaratan Mevlâya,
Kim ki hasret ve özlemi kalbinde yaşatıp şükür ve hamd ediyorsa bilin ki yaşananların ateşindeki közü hala maziyi gözlerine getirip yağmurlar yağdırır ve elleri Allaha kaldırıp her lokmanın hatırına bir daha bir daha geriye bakar ve anılarını heybesine koyup yarınlara gider yürür yolları bir gezgin bir sürgün bir vurgun edasıyla içindeki ateşle bakar durur.
Gönlünün sahiline vuran anılar ve yutkunuş bilmem anlayabildiği mi?
Bilmem yaşayabildiniz mi?
Herkese nasip olmayan gerçeği Şiirhanın gözünden görüp bakabildin mi?
Dostlar kuşun kanadında gelir haberi, sevgidir, sevdadır rehberi, anlaya biliyorsan gel beri,
Gözümü kalbim dilim anlar elimin sıcaklığı ondandır, yazılan şiirler, hikayeler, romanlar ondandır.
Namuslu alınterim ondandır, sırlarımı ondandır.
Gün gider ay gider yıl gider başımda sevdası kalır bilmem anlatabildim mi.
Bir gün habersiz çekip gider vakti saati dolunca, bir fırtına bir kasırga yıkar gider tenimi, öyle yorgunum ki sormayın halimi oturup konuşamam yazarım kağıtlara ve bulutlara,
Ne bir maviden gökkuşağımız kaldı, ne de bakacağımız yarınlar.
Kanatlansam uçsam yanına yarınlara.
Sevgi dediğin bir selvinin gölgesinde uzanıp çekmek havayı içine, içmek suyu çöllerde, yemek ekmeği bölüşerek, dayanmak fırtınalara elaleme,
Sevda dediği yazılan ve okunası güzel bir roman.
Ormanları yeşil sarı, gökte mavili gökkuşağı, bilseniz bu alemi sarar sizi, anlayınca anar bizi,
Güneşten ve aydan sabit değildir günler, şarkılar, türküler sevdayı özler
Meltemler doğacak aşkı gözler.
Yüreğindeki kristal değerse kader taşı, gülüm solar , dünüm solar, yarınlarım dökülür kaldırımlara, gül bahçesinde bir Yavuz bir Bayram bir Şiirhan kalır.
Ey sevgili güle güle diyemeden giden yarim, sana söz mahşerde buluşmak üzere.
Bu bir nasihat değil yaşanandır.
O da sadece öyle bir andır.
Saati, vakti Mevlâya kalmış
Sevdiğim gonca bir gülmüş
O da bir gün bensiz dalmış
Gel de yaşa gör de yaşa.
Yavuz Bayram Çalışkan
Kayıt Tarihi : 17.6.2025 10:48:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!