Kaç kez gelip de girdin zaman’la kavgamın arasına, beni kayırdın mı zamana karşı ve beni korudun mu hiç? Bir kenarından yakalamaya çalıştın mı akrebi ya da yelkovanı, kafa tuttun mu hızla giden saatlere bana yardımcı olmak için?
Akrebin akrepliğini yaparak beni her gün zehirli iğnesiyle kaç kez soktuğunu yelkovanın bir balyozmuşçasına kaç kez gidip gelerek o savunmasız yüreğimi nasıl ezdiğini düşündün mü?
***
Nasıl giriyor mideme sancılar seni beklerken biliyor musun ve nasıl iki büklüm oluyorum seni düşlerken?
Beklemekten daha zorlu ne var şu âlemde söyler misin?
Hangi okulun hangi tedrisatı beklemenin nasıl bir ders olduğunu öğretebilir insana? Bekleyenin olduğu her yer bekletenin cirit attığı yerdir.
Sen hiç bekledin mi, beklediğin oldu mu, bekleyebileceğin kadar hücrelerine işleyen biri var mıydı hayatında?
Her an yanıbaşımda yatmasaydı
Ben bu yükü taşıyamazdım
Sevinçlerime biraz hüzün katan odur
En çaresiz anımda
Issız bir dere kenarını