O, sevdiğini kaybetmenin ağırlığını omuzlarında taşıyor. Herkes onun güldüğünü sanıyor belki ama içinde hiç dinmeyen bir fırtına var. Bana anlattı; "Severken gitmek, ölüme benzer" dedi. Çünkü ayrılığı seçmedi, ona mecbur bırakıldı.
Biliyor musun, o hâlâ her sabah uyandığında onun adını fısıldıyor sessizce. Bir daha kavuşamayacaklarını bilmek, içini yakan en derin yara. Ona, “bir gün yeniden buluşuruz” denmedi. Bilakis, bu dünyanın yolları kapalı artık. Ve o da bunu kabul etmek zorunda kaldı.
Ben sadece dinledim. İçinde taşıdığı acıyı bana emanet eder gibiydi. "Sevgi bazen yan yana yaşamak değildir," dedi, "bazen de birbirine ulaşamayacağını bilerek, uzaktan sevmektir." Onu anladım. Çünkü onun gözlerindeki boşluk, kalbinin hâlâ dolu olduğunu ele veriyordu.
Şimdi sen bil ki; o hâlâ seviyor. Ama o sevgi, kavuşamamanın hüznüyle yanıyor. Onun hikâyesi, aslında susarak haykırmanın en acı örneği.
Bir kuru değneye yaslandım geldim
Sıcacık çorbana muhtacım inan
Ölümlerden geçtim uslandım geldim
Üşüdü ellerim üşüdü kalbim
Bu şiir ile ilgili 0 tane yorum bulunmakta