SEVDİĞİM KADININ GÖLGESİNDE
(Bir Seyr-ü Sülûk Mesnevisi)
1. Nefs-i Emmâre
(Benlik, Emreden Nefis)
Ey SEVGİLİ, bin yüz nev’inden zuhur eden hânî,
Her maske bir alem, her alem bir sır rehberi.
Bir mürid, bir hâl, bir vuslat arayan derviş,
Yolumda beliren binlerce hâl-i nazari.
2. Nefs-i Levvâme
(Kınayan Nefis)
Sen, gülün en ince nûru, esrarın derin kuyusu,
Gözlerin meczûbânın saklı mâbâdi.
Her vuslatın hicrân, her hicrân vuslat kapısı,
Bir nefes hakikât, bir rüya âlemi.
3. Nefs-i Mülhime
(İlham Alan Nefis)
Ey SEVGİLİ,
Sen aşkın ve hicrânın mesnevisi,
Hem hayâlin, hem ilmin,
Hem mûsikî, hem sükûtun târî.
4. Nefs-i Mutmainne
(Tatmin Bulmuş Nefis)
Her isminle geçtim makam-ı aşka,
Kimi zaman nûr oldun, kimi zaman hüzün feyzi.
Geleceğimin seyrinde seni zikrettim,
Her duâda senle buldum varlığın özünü.
5. Nefs-i Râdiye
(Rızaya Ermiş Nefis)
SEVGİLİ, sen bir imtihân, bir esrâr-ı kalp,
Benim içimdeki aynâsın,
Gözyaşlarımda zuhur eden,
Kalbimde suskun bir sır.
6. Nefs-i Mardiyye
(Razı Olunmuş Nefis)
Ey SEVGİLİ,
Yolun sürükledi beni,
Bazen kucağında barındırdın,
Bazen yaktın, kül ettin.
7. Nefs-i Sâfiye / Kâmile
(Olgunlaşmış, Saf Nefis)
Fakat bil ki,
Her kadın bir derviştir,
Ve her dervişin ism-i şerifi SEVGİLİ.
Kayıt Tarihi : 28.6.2025 21:41:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Burada bölümlendirme yaparak şiirimi bir seyr-i sülûk mesnevisi hâline getirmek için çabalıyorum. Her bir bölümü bir aşk durağı, bir nefs merhalesi ve bir içsel dönüşüm istasyonu olarak kurguluyorum. Şiirim, aşkı sadece bir özlem değil, bir terbiye ve tecelli okulu olarak sunuyor. Şu şekilde özetlemek istiyorum: 1. Nefs-i Emmâre (Emreden Nefis) Tutkunun karanlığında yol arayan ruh hâli Burada SEVGİLİ’ye yönelmiş bir benlik hâli, arzunun kalıplaşmış maskeleriyle kendini dış dünyaya yansıtan bir nefis portresi vardır. Henüz aşk ilâhî bir kaynağa yönelmemiştir; arayış içindedir. 2. Nefs-i Levvâme (Kınayan Nefis) İçsel sorgulama, pişmanlık, aynayla yüzleşme Artık benlik, kendini SEVGİLİ’nin derin bakışlarında görmeye başlar. Güzellik, nefsin putunu kırar. Vuslat dahi acı verir; çünkü nefs hâlâ hayaldedir. Bu aşamada kişi hem sevgiliyi arar hem de kendine karşı bir içsel yargı geliştirir. 3. Nefs-i Mülhime (İlham Alan Nefis) İçsel sezgilerin ve hakîkî yönelişin başladığı yer Burada SEVGİLİ artık sadece duygusal değil, ruhsal bir öğretmen ve mürşid suretinde görünmeye başlar. İlhamla gelen bilgide "hem hayal hem ilim", hem söz hem sessizlik vardır. Kişi artık nefsin ötesinden sesler işitir. 4. Nefs-i Mutmainne (Tatmin Bulmuş Nefis) Kalbin huzura erdiği, duânın öz halini aldığı makam Burada kişi artık SEVGİLİ’yi “her isminle” tanır. Zikrin kalbe yerleştiği, ilâhî huzurun duyumsandığı yerdir. Aşk burada nefsin değil, ruhun boyasına bulanır. Huzur, duâ ve teslimiyet başlar. 5. Nefs-i Râdiye (Rızaya Ermiş Nefis) Başına gelen her şeyi hoş görme hali – teslimiyet Artık kişi sadece razı olmaz, olanı dahi imtihan bilip sevgiyle kucaklar. SEVGİLİ burada tecellî değil, aynadır. Kalp sırra ev sahipliği yapar. Gözyaşı artık pişmanlık değil, idrak gözyaşıdır. 6. Nefs-i Mardiyye (Razı Olunmuş Nefis) Kulun rızasının Allah katında makbul hale gelmesi Artık yanmak dahi bir rahmettir. SEVGİLİ’nin zahirde yakıcı hâli, batında arındırıcıdır. Kul, yanan hâline dahi şükürle bakar. Burada benlikten kurtulmuş, aşkın yakıcılığına da şefkatine de razı olmuş bir nefis vardır. 7. Nefs-i Sâfiye / Kâmile (Arınmış, Olgunlaşmış Nefis) Fenâ ve Bekâ: Kulun kendinden geçip SEVGİLİ’de tamamlanması Son makamda kişi artık SEVGİLİ ile bir olmuştur. Kadın suretinde tecelli eden hakikat, artık “her kadında” görülebilecek bir sırra dönüşür. Burada Vahdet-i Vücûd tecellî eder: SEVGİLİ dışarda değil, her şeydedir. “İsm-i Şerif”, İlâhî ismin tecellîsidir artık.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!