Solgun bir sonbahar günü daha geride kaldı sensizliğe uzanan günlerin başlangıcında.
Ben mi şanssız
Sen mi gaddar
Ben mi bahtsız
Sen mi duyarsız
Ben mi sevimsiz, sen mi sevgisiz anlayamadım.
Doğan güne baykuş sesi vurmuş sanki.Kısalığına ne çok şey sığdıracaktık oysa.İlkbahar bile bizi o ecinni yüzlü, o ayrılık kraliçesi kara kedi, o cehemmen zebanisi sonbahara layık gördü.Hangi yaltakçı dilenciyi üzdük,hangi Allahın belası kara karga kondu gönül bahçemize.En düşkün isteklerime bile kelepçe vurduğum o yeni yetme buluşma yerleri hep sen kokuyorsun..... sensiz.Herşey cam kırığı gibi görünmez ve tehlikeli.Ne çabuk da süpürmüşler senli yüreğimin dağılan parçalarını,yani bir ipucu bulamayacak mıyım,kuytuluklarında avunamayacak mıyım ve çamurlara saplanmış hangi küçük ayakkabı numaralarına seni sorayım.Hangi musluk parmak,hangi bardak dudak izlerinin ipuçlarını verir.Aynalar beni göstersin istemiyorum.Ne kötü değil mi..... Şimdi ben yerçekimsiz ortamda bedenimin dağılan parçalarını biraraya getirmeye çalışıyorum ertesinde sensizliğin sıfır noktasında.
sol tarafından kalkmış bir taze
sabah bulunsun yanında
Kent! gümüş kanatlı melek
yalancı düşler uyuyor olsun
Bu şiir ile ilgili 0 tane yorum bulunmakta