Bir insan sessizse
Bil ki toprağın altında saklanan mayın gibidir
Görünmez, konuşmaz, patlamaz diye basarsın üstüne
Ama her sessizlik bir öfkenin kundaklandığı karanlıktır
Sustuğuna bakıp sakın damarına basma
Çünkü suskunluğun sınırı, yıkımın başlangıcıdır.
Sakinliğimi bir nehrin durgunluğu sanıp
İçinde yüzdünüz, taş attınız, ismimi boğdunuz
Oysa ben o nehrin dibinde büyüyen köklerdim
Yüzeydeki her dalgaya rağmen yerin kalbine uzanan
Ve bilin ki en sakin su, en derin akıntıyı taşır
Bir gün gelir, tüm köprüleri söker götürür.
Dedim dinlemediniz
Mayınlar da sessizdir, ta ki üzerine basana dek
Sözlerim duvarlarınıza çarptı, kulaklarınız sağır
Oysa her patlama, yıllarca biriken gazın isyanıdır
Bir çığlık ki yüreğinde yüzlerce sesin yankısı
Ben sustum, çünkü dilimdeki kelimeler
Kırbacına dönüşmeden önce yutkunmak zorundaydım.
Şimdi bak, sessizliğimin haritasını çiziyorum
Her adım, bir depremin ayak izi
Her nefes, fay hattında sıkışmış bir çığlık
Ben ki uyuyan volkanın ağzında birikmiş lavdım
Sizse külümü seyredip sönmüş sandınız
Oysa ateş, en çok sessizken körüklenir.
Diyorum ki
Bir insanın içinde kaç mayın saklı olduğunu
Ancak patladığında anlarsınız
Ve o an, suratınıza saplanan her şarapnel
Aslında yıllarca yuttuğumuz cümlelerdir
Çünkü susmak, bir yara bandı değil
Kanayan bir yaranın kendisidir aslında.
Ben Nazım'ın dizelerinde saklanan umuttum
Sizse onu hapse atan korkunun ta kendisi
Şimdi sessizliğim çatlıyor, kelimelerim mermi
Ve bilin ki en gürültülü çöküşler
En sessiz patlamalarla başlar!
Kayıt Tarihi : 27.4.2025 14:12:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!