Sessiz Vedâ
Sessizce kayboldun, gittin ansızın hayatımdan.
Bir vedayı bile çok gördün şu kadına, vefasız.
Ne fırtınalar koptu zavallı yüreğimde;
Gittiğin o günden beri kıyametler kopuyor ben de.
Dallarımı kırıp, çiçeklerimi koparıp da gittin.
Bir bıçak kadar keskin oldu ansızın gidişin.
Yüreğim kanıyor, kimseye anlatamıyorum;
Söylesem tuz basar insanlar yarama, biliyorum.
Bir vedayı hoşçakal demeyi çok gördün bana.
Aşkın vadesini doldurmuşsun sen kendince.
Beni nefessiz bırakıp gittiğine göre,
Kendi ellerinle kör kuyuları atıp gittin öyle mi?
Bir sevda şarkısıydık biz ikimiz seninle.
Sevmeyi mi beceremedim ben seni, acaba?
Niçin hayatımı kıyamete çevirip de gittin?
Bir hoşçakal bile demeden beni yasta bıraktın.
Varlığınla canıma can olmuştun sen.
Sesinle titreyen bir yüreğim vardı benim.
Gülüşlerinle yakardın yüreğimi;
Ne oldu da çekip gittin, beni kimsesiz bıraktın?
Söyle, revamıydı şimdi bana bu yaptığın?
Sen bana tüm benliğimi sirayet etmiştin.
Yüreğimi parçalayıp, içimde bir vaveyla bıraktın.
Mukadderat deyip susmalı mıyım şimdi ben?
Sır olup kaybolup gittin hayatımdan sessizce.
Kendime bakıp için için ağlıyorum şimdi ben.
Gönlünde göremedim kadrimi, kıymetimi.
Gel buyur şimdi sen gör, gönlümdeki kabrini.
Ama bil ki, her acım bana güç oldu;
Her gözyaşım, seni unutmam için değil,
Kendimi bulmam için döküldü.
Artık senin gidişinle değil,
Kendi yolumla yürüyorum,
Ve sessiz vedâların gölgesinde bile,
Kalbimde kendi baharımı açtırıyorum.
Kayıt Tarihi : 28.3.2025 16:22:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
TÜM YORUMLAR (1)