Yürü hey bi-vefa hercai güzel,
Gönlüm o sevdadan vaz geldi geçti;
Soldu açılmadan gonce-i emel,
Sonbahara erdik yaz geldi geçti.
Sana şerhederken hicran-ı aşkı
Dizinde okudum destan-ı aşkı
Her zaman yanımızda olacak kadının
her yerde yanında olmaya ant içtiğimiz
üç ayaklı dünya adaletiydi sevdamız;
sen,
ben,
gölgen-gölgem..
Devamını Oku
her yerde yanında olmaya ant içtiğimiz
üç ayaklı dünya adaletiydi sevdamız;
sen,
ben,
gölgen-gölgem..
Sevgili Dostum Nadir,
Şairler duygusal insanlardır ama bundan daha önemlisi ;insanlar genelde duygusal canlılardır.
Kendi inanç ve düşüncelerimize yakın olanları benimser,sever,destekler.....ler,ler, leriz...
Ve bu algıyla ,bazen desteklediğimiz kalabalıkların yanlışlarını da farketmeden sırtlanırız.
Girdiği bulanık suya alışmak ve gittiği yolun yanlışlarını göremez hale düşmek, vicdanını rahatlatmak için buna geçerli nedenler üretmek ve bu sayede kendi felsefesinin kısırdögüsünde kaybolmak çoğu insanın zaafıdır.
Bu zaafa düşmüşlere karşı büyük tepki göstermek,kin duymak da bir o kadar insanlığımızı bilmemek olur sanırım.
Ama tüm bunların ötesinde;bir de,açgözlülüğünün,güç hırsının ,egosunun kurbanı olarak bilinçli bir şekilde ,yanlış yaptığını bile bile , ülkesini satan,başkalarının hak ve özgürlüklerini ezen,tüm erdem ve doğruların dışına çıkan şeytani insanlar var ki,onları nasıl yargılamak yeterli olur bilemeyeceğim...
Dine gelince:
Benim dini inançlarım kimi üzer,kimi sevindirir bilemeyeceğim ama ;bu aslında sadece beni ilgilendiren bir konu olduğundan,başkalarının bu konuda his ve düşünceleri beni hiç ilgilendirmemiştir.
İnanın,tanrının varlığına inanmayı benden çok kimse isteyemez ama malesef edindiğim bilgi ve mantık buna inanmamı imkansızlaştırıyor. Annem öldüğünde dünyamın karardığını göz önüne alırsak ;sadece onunla tekrar birlikte olabileceğimi destekleyen tüm inançları kuçaklamak gibi duygusal bir paradoks önümde dururken,aksine inanışım durumumu yeteri kadar açıklıyordur sanırım.
Burada bir iki arkadaşı kinci ve saplantılı duygularından uzaklaştırmak için yaptığım o yoruma bu gözle bakarsanız daha sağlıklı olur sanırım .)))
Ben ,Sayın Onur Bilge gibi ,adını burada saymakla bitiremeyeceğim birçok arkadaş gibi,inançları ne olursa olsun,insanı insani değerleriyle yargılayan,seven insanları seviyorum.
Sonuz saygı ve sevgiler
Fikret Şahin
çok güzel bir davet, tebrikler Osman Tuğlu..
:)
Giyindim eynime yeşil bindallı
Var mı dedim benim gibi fistanlı
Düğünün başında çekerken yallı
Gönül sarayıma laz gelip geçti......Gülizar Melahat Temur
Binboğa dertlerin başından aşkın
Bu sevda yüzünden yaralı düşkün
Dünya derler handa oldum bir şaşkın
Nadanlardan nice söz geldi geçti
Güzel bir eser.Şairler öldükten sonra yaşarlar.
Saygılarımla.....
Mesela 'Çok eşlilik yasal olsun'..
Fatih, Ümraniye, Bahçelievler, Eyüp gibi birçok belediye ve kurumlar için aile içi iletişim seminerleri veren Sibel Üresin, hem yaşam koçluğu, hem de aile ve evlilik danışmanlığı yapıyor.
Evet diyelim ki şimdi bu pozisyonda/fonksiyonda olan bir bayan Bir İtalya, Belçika, hatta Konya’dan küçük Lüksenburg da olsaydı öncelikle -kalbini kırmadan- Orada ki kadın sivil örğütleri TARAFINDAN onun fikirini zikrini kırarlardı!
Demiştik Erkek cuntası güdümünde bu fonksiyona getirilen kadın toplumda ikinci sıraya işte böyle fikri ve zikriyle oturtuluyor..
Ama mesele burada Sevr..mesele burada şiir ve şair ve bizim aktif şiir yazan, yorumlayan kadınlarımız.. Acaba onlar 'Çok eşlilik yasal olsun' a ne düşünür ki!
Çemen ikliminin sümbülüsün sen
Şanlı gülizarın tek gülüsün sen
Ah o tomurcuğun bülbülü desen
Gönül şad olurdu tez geldi geçti
Ne bir murat aldım ne bir gül derdim
Ne yal-ü bal lebler ne taze sardım
Ne bir güzel sevdim ne bir gün gördüm
Ol cavidan tekmil naz geldi geçti
Evet Sinyali dostum..Bazen yapabildiğimiz ölçüde başka renkle de (başkasının rengiyle de) gerçeğe bakmak gerekiyor.. Onda da buluşuruz.. Ve özü itibariyle niyet ve yüreğin sesi geçerli olan.. Burda ki şiiri baz alarak ve bir de bu şiirin şairine eğilerek görüş iletmiştim..
Hatta daha da ileri gidersek..ki bunu da Nadir adaşım vurgulamış konuya..; şiire zaman koşulları çerçevesinde bakılmalı diye.. Doğruluk payı olabilir..
Ama o zaman şartlarında Lozan ve hâlâ günümüzde dört gözle sarılmamız gereken bağımsızlıksa..Ve Sevr ise güdüm altına girmekse onu red ediyorum özgürlüğümü kullandım..,
tabii şiirimle ona ateş..
Tabii bunu o zaman şartlarında da sayın Rıza Tevfik bilseydi, herhalde hür iradesinin ve özgür şairliğinin bir yansıması olarak o da, Sevr e o da hayır derdi.. O halde onun yürekli ve güzel şairli özüne yürekten selam olsun!.. Samimiyetimle bu niyetimle ruhu da şad olsun.. Ve bu gidişle Fikret dostumuzu dahi müslümanlaştıracağız herhalde! Biliyorsunuz bu sevapların en yücelerinden.. Tabii bir ince ve önemli nokta.. Ateisliği küfür saymışlıkla..ne denli dindar olursanız olun sanıyorum o baba yığidin bileğini bükemezsiniz.. Önce aynı siz gibi tüm dünya inasanını..her türlü farklılikla, inancıyla..içinize önce sizin sindirmeniz şartıyla olur SEVABINIZ..yoksa.... Allah bilir!
Evet dostum Ahmet abi..şu takunyalıların maşası diyebiliriz..bundan kastım da giden düzen ve iktidar kadrosu..bakıyoruzda bırakın kalp kırmayı adamlar sanatsal özlü betona ucube diye, beton dahi kırıyor.. Baksana adamlar kalp kırmayı bıraktık..aş-iş-yoksul, öğrenci, ana kırıyor.. Kendi zengin sınıfını yarattı orta direk dahi kırıyor..
Gününüz paylaşım ve yapma, inşa etme Lozan dolu hisler le dolsun..maddi ve manevi..
Ağyâra meyletmiş bize tegafül
Gösterir sevgili ne tel ne kahkül
O harlı sevdadan bir avuçluk kül
Savurdu yüzüme köz geldi geçti
Bu şiir ile ilgili 62 tane yorum bulunmakta