Dokunma yalnızlığıma, kalsın.
Gayet sakin duruyor yerinde.
O yeri hak etmek için çok acı çekti,
Rahat bırak, uyusun.
Gözlerine mil çektim.
Görmesin hiçbir yeri.
Moralim bozukken "Git başımdan" diyorsam,
O anda dediğimi değil, söylemek istediğimi,
"Sana ihtiyacım var'ı duy ve bırakma beni...
O anda ellerimi bırakarak dedi; Bitti,
Sanki biri beni uçurumdan aşağı itti,
Ve sonra güneşim söndü, yıldızlarım gitti.
Kirlenmeye çocukluktan başlarız.
Üstümüz toz ve çamur olur.
Kızar annelerimiz.
Kirlenmek güzel de,
Keşke tüm kirimiz kıyafette kalsa...
Seni terk etmek baş ucu kadar yakın,
Kavuşmak Fizan'dan dolaşır gibi uzak.
Kolayı sevmem bilirsin, geliyorum...
Bir veda nasıl olur da ömür boyu bitmezdi...
Öyle olsana sen!
Terk edeceğini söyle ama terk etme...
İşte bu, lafta kalsın.
Çok şey istemiyorum, sadece izin ver.
İzin ver senin için bir şeyler yapayım.
"Bunu senin için yaptım" diyeyim.
Sevindiğini görünce bende sevineyim.
Gözlerin gülsün, mutlu olayım.
Sen yeter bak bana,
Sırf Rabbime isyan etme diye ardından bela okumuyorum.
Acıdığımdan ya da senin zarar görmeni istemediğim için değil.
Hani insana verilecek en büyük ders umursamamaktır ya,
Bundan güzel kapak mı olurmuş, tencere veya kazan,
İstediğin yere uydur derim ama sen gönlüne uydur.
Uyur ki bir daha sevmek adına hiçbir söz demesin sana,
Bırak iyi niyetine son kullanma tarihi belirlemeyi,
Kişiye ve duruma göre stokta mutlaka bulundur.
Göreceksin ki hiç ummadığın anda lazım olacak.
Hep söylerim,
Bir adım gelin,
Ben kırk adım geleyim diye...
Fakat bu gelmelerim,
neden size çok geldi?
Yürüyebiliyorum,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!