Azadeydim yine bu gece bedenden,
Ve nihayet kanatlandım.
Yağmurun büyüsüne kapılıp,
Ba'su ba'del mevt bir nurla kalktım.
Dualarım vuslattı sevdiğime,
Işık yollarından sana aktım.
Bir kağıt vardı yüreğimde,
Beyaz, ucu yanık ve boş.
Aman boş kalmasın diye,
Sarıldım hemen kaleme.
Yazdım, yazdım, yazdım...
Her duamı, sahipsiz bir şiire.
Dibi yırtılmış kağıttan bir gemideyim,
Bin yıllık tufan, bin yıllık fırtına sanki yokluğun.
Zifiri karanlıktayım, umarsız çaresiz
Yokluğunda boğuluyorum, dibe çökmekteyim hızla.
Işık azalıyor, bedenim hâlâ hayatta
Ama ruhum ölüyor...
Yüreğimde bitmeyen o âşina sızı,
Kahverengi ayazlardayım.
Issızlık, ruhumun tanıdık yanı;
Ve birde gözü kara yalnızlığım.
Zamanın geçer hükmü yok artık,
Yine Leylasız Mecnunlardayım...
hiç gelmeyeceksin
biliyorum...
avunmak parayla değil ya,
bakkala gittin;
birazdan döneceksin!
bekliyorum...
Her şeyi paylaşabilirsin hayatta.
Kendinde olan olmayan ne varsa.
Bir tek şey dışında....
Kimse dokunmasın istersin,
Yaşatırsın kelebeğin kanadında.
Ve zaman nihayete erdi...
Gün döndü, gece indi.
Gökler o sesle inledi.
Titretti yürekleri bir nefes,
İsrafil boruyu üfledi...
Bir hayali resimdi hayat,
Çatlamış toprak gibiyim,
Kurumuş, çorak.
Yağmuruna hasretim,
Damlaların bana uzak...
Kollarını açtın mı hiç sonsuza,
Yüzüne vuran sert rüzgarlarla.
Bıraktın mı hiç kendini,
Dibi gelmeyen mavi bir boşluğa...
Bir seferde ölmek...
Marifet mi?
Ben ölüyorum,
Hem de her gün...
Hem de parça parça...
Bir bakıyorum ki;
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!