Bir gün yüzen kurbağa, kırda görmüş bir boğa.
Boğaya hayran kalmış, çıkmış hemen karaya.
Böylelikle boğayı yakından görecekmiş,
Boğanın her halini merakla incelemiş.
Gün içinde değişir hep benim duygularım,
Bir bakarsın mutluyum biraz sonra ağlarım.
Bir bakarsın kızmışım, az sonra da telaşlı;
Bir bakarsın şaşkınım, birazdan çatık kaşlı.
Bazen hırçın bir deniz, hiç kabına sığmayan,
Bir sokak köpeğiyim,
Beni sakın incitme.
Taş atıp,sopa vurup;
Lütfen beni hiç dövme.
Benim de bir canım var,
Gelin kardeş olalım,
Her yerde barış olsun.
Dünya sevgiyle dolsun,
Savaşlar bir son bulsun.
Oynayalım el ele,
Ben bir köy öğretmeniyim,
Bir bahçıvan gibi bakarım çiçeklerime.
Onları bilgimle, sevgimle beslerim;
Şefkâtimle sular, adaletle büyütürüm.
Budarım kötü olan ne varsa …
Onları doğrulukla yüceltmeye çalışırım.
UÇAK YOLCULUĞU
İlk kez bindim uçağa,
Yükseldim ta buluta.
Çok heyecanlıydım;
Biraz da korkuyordum.
En ufak bir afette,
Hemen yardıma koşar.
Deprem,yangın ve selde,
Yanımızda Kızılay.
Hilali Ahmer idi,
Çok çalış, çalışkan ol,
Sen sakın tembel olma.
Bilgin, hünerin arttır,
Boş durup miskin olma.
Hep temiz ol, titiz ol,
Bir asır önceydi, hâlâ muamma,
Çanakkale hem hüzündür hem gurur.
Kazanılan en şerefli zaferdir amma,
Çanakkale hâlâ sineme vurur…
Hasta adam demişti, İtilâf Devletleri;
Bizim sınıfımızda,
Bir Hüseyin vardı.
Hüseyin iyi koşar,
Güzel futbol oynardı.
Bir gün oyun dersinde,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!