Ay gecelerinin egemenliğine girerdi orada
kışkırtılmış söz.
Kasım yağmurları yumuşattıkça asi kalıyordu düşlerimiz.
Şair yüreği
şiirden gizler neşesini,
acısını taşır dizelerden;
kederlidir en güzel şiirler
Kızgın bir sel düşler deli
başka deli düşlemez.
Herkesin güneşi kendine
gölgelerden diyet istemez.
Yıldızların serinlettiği göğün altındaydık.
Herkesin gizlerini ele verdiği bir geceydi.
Paramparça insanlardık.
Açık ettiğimiz düşlerimizdi bizi biz yapan.
Biz; günleri art arda değil, yan yana dizmeyi deneyen iki
şımarık ve çılgın çocuk olarak ayrı adalarda bile sırt sırta
oturmayı becerebiliyorduk güzün türküsünü dinlerken!
Ağır gece;
ay büyür, gölge büyür
silinirsin akşamdan
söz büyür.
Kaçalım buralardan
bağ evimize gidelim,
cam ardımıza girelim;
kaçalım buralardan sevgilim.
Ben sizin camdan adamınız,
naif oyuncağınız;
bıkınca doğru vitrinlere.
O dağdan inerken
omuzunda ağır bıçkısıyla,
ayaklarına kapanır
hazalları ayıklayan patika.
Kayalarda ışıyan gülümseme yayılır; uçtan uca yayılır kıyıda,
çakıllara, kumlara yürür, görülmemiş bir şenliği başlatır göğün altında.
Dalganın yavaş atıyla gelip ayakuçlarımızda dururlar.
Binlerce göz: bir anlığına bakar yüzümüze:
Bütün kıyı: anımsayışların ve unutmaların sarkacı.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!