Doğdum doğalı ben kendimi bir viranede gördüm
Attım aklı, unuttum bildiğim ne varsa
Gülünüm senin, dikenimle yola düştüm
Seninim işte , gönlümü aldım sana geldim.
Niye geldin deme bana sen çağırmasan gelemezdim
Dünya girdap , halim harap
Senden görünür bana mehtap
Bir sensin hakikat bildiğim
Senden gayrısı hep Serap
Madde kayığından in
Mana denizine dal
Aranarak bulunmaz bu hal
Arıdan hiç incinir mi bal
Sevgiyle kal, sevgiyle kal..
Nefis yoklarken günde yetmiş bin defa,
Dönemeyiz, sözümüz var Yaradan’a.
Zevk ü safâ hoştur, bilirim amma,
Zevk ü safâyı vereni unutmam asla.
Olsun, biraz eksik kalalım biz burada,
Anlaşılmak gibi bir derdimiz vardı,
Nice sözle yandık, nice lafla arındık.
Zannettik ki gönlümüzü kim anladıysa,
O, bizi bize Rabbimiz gibi tanıdı sandık.
Sözle varmak istedik mânâya,
Savunmasızdım ben,
Seninle kuşandım.
Aşk meydanına inip,
Nasibime düşeni aldım.
Söz dinlemez, hâl bilmez
ATEŞLER İÇİNDEYİM, ÜŞÜYORUM
DÜZ YOLDAYIM DÜŞÜYORUM
ÇAREM NEDİR BİLMİYORUM
BEN BENDE DEĞİLİM BUGÜN
KARLAR YAĞAR BUZU TUTMAZ
Nasıl yaşamam gerektiğini anladım bir gün,
Sessizlik indi kalbime, söndü her türlü düğün.
Gözümdeki perde düştü, özde kaldı bir hüzün,
Meğer her nefes, ölüme yazılmış bir düğün…
Kandil gibi titriyordu içimde her an,
Sonu yok bu zevki sefanın
Kandırmasın rengi , yalan dünyanın
Cihan mülkün olsa, dünya da malın
Vallahi1 pul etmez , o hakiki ummanda
Güneşsin gönlümde doğan ezelden,
Sensin her âlemde sırla gizemden,
Ne hayâl geçer ne bir iz emelden,
Yanarım, nazarın ıraksa bana.
Geceye düşerken aşkın ışığı,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!