Sensizlik
Yüreğim hasrete hüzün katıyor
Kalp atışım senin için atıyor
Özlem hançer oldu kalbe batıyor
Sensiz nefes almak bile haramdır
Gönlüm figan eder kıvranıp durur
Yokluğun bir kurşun kalbimden vurur
Gözüm ağlamaktan çöl olup kurur
Gözden damla salmak bile haramdır
Damağım kurudu seni anmaktan
Gördüğüm rüyayı gerçek sanmaktan
Beden küle döndü sana yanmaktan
Kavuşmadan yanmak bile haramdır
Lafzedenin sözü kendi adına
Bal kaymak yesede varmaz tadına
Dua eder birtek yaradanına
Hayallere dalmak bile haramdır
Lokman GÜLBAHÇE / Lafzede
Lokman GülbahçeKayıt Tarihi : 23.2.2015 14:54:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bir akşamüstüydü. Gökyüzü kızıla boyanmış, güneş ufuk çizgisinde ağır ağır kayboluyordu. O ise pencerede oturmuş, uzaklara dalıyordu. Her kalp atışı, sanki bir davul gibi kulaklarında çınlıyordu. Ama o çınlamanın ritmi tek bir isme bağlıydı: “O...” Sevdiği uzaklardaydı. Belki de dönmeyecekti. Fakat gönlü bunu kabullenmek istemiyordu. Çünkü hasret, yüreğine her gün yeni bir hüzün katıyordu. Her nefes alışında göğsüne saplanan bir hançer gibi, özlemi derinleştiriyordu. Artık nefes almak bile günah gibiydi. Bazen gece yarıları uyanır, ellerini yüzüne kapatırdı. Rüyasında görmüş olurdu onu; elini tutmuş, gözlerine bakmış, birlikte yürümüşlerdi. Ama sabah olunca, o rüyanın sadece bir hayal olduğunu bilmek kalbini paramparça ediyordu. Gözyaşları öyle çok akmıştı ki, gözleri kurumuş çöl gibi yanıyordu artık. Yalnızlıktan dili de kurumuştu; onu anmaktan, onu düşünmekten yorulsa da vazgeçemiyordu. Çünkü onsuz geçen her gün, ateşin içinde yanmak gibiydi. İnsan bazen her şeye sahip olur ama bir tek şeye muhtaç kalır. Onun için de öyleydi: Bal da yeseydi, kaymak da, hiçbirinin tadı yoktu. Çünkü hayatın tadı, ancak sevdiğiyle kavuşunca vardı. Geceleri ellerini açar, dua ederdi. "Allah’ım," derdi, "beni ya ona kavuştur ya da bu yürek yangınını dindir..." Başka hiçbir dileği yoktu. Çünkü biliyordu ki, o olmadıkça hayaller bile haramdı. Ve işte böyle, her gün yeniden yanıyor, her gün yeniden küle dönüyordu. Ama içinde küçücük bir umut kıvılcımı sönmüyordu: “Belki bir gün... belki bir gün kavuşuruz.”
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!