Seninle sevişirken
yalnızca tenini değil,
günahı da sardım kollarıma.
Öyle bir geceydi ki o,
içimdeki bütün karanlıklar
bir tek çığlıkla aydınlandı:
"Dokun bana."
Ama o dokunuş,
bir şefkat değil
bir cezanın başlangıcıydı.
Çünkü ben seni arzularken,
kendime ihanet ettiğimi biliyordum.
Ve bunu istemek,
işte asıl suç buydu.
Aşktan önce sana dokundum.
Çünkü
Aşk bekler
ama arzunun sabrı yoktur.
Ve ben o sabırsızlıkta
kendime benzediğimi gördüm:
Yaralı, eksik, mahcup…
Senin teninle birleşmek,
bir dua değil,
itiraf oldu bana.
Kalbinin üstüne başımı koyduğumda
orada ritim değil,
bir öfke çarpıyordu.
Ve ben o öfkeyi seviyordum.
Çünkü bana benziyordu.
Sen bana cennetini değil,
cehennemini açtın.
Ve ben orada
kendimi ilk kez evimde hissettim.
Şimdi aşk nerede ağlasın,
hangi dudakta sussun?
Sevişmek haz değil, bir itiraf;
Ten zevk değil, bir günah ortağı;
Ve aşk kurtuluş değil, sonsuz bir sorgulama.
Aşk
Kayıt Tarihi : 25.7.2025 07:49:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!