Seni Anlatamıyorum Şiiri - Kasım Kobakçı

Kasım Kobakçı
2764

ŞİİR


5

TAKİPÇİ

Seni Anlatamıyorum

Ah masmavi gökler, engin denizler ah!
Neler yapmadım ki, seni anlatmak için,
Nereye baksam, senin görkemin,
Hangi taşta durulsa, senin izlerin.
Siyah bile, sen hatırlanınca parlardı.
Sen yanıma gelince, bir coşuyordu kalbim.
Bilmiyorum, bilemiyorum.
Seni anlatamıyorum.
*
Benim ışığım, ruhumun aynası,
Seni anlatmak için, neler yapmıyorum ki?
Çocuğumu, yeni filizlenmiş bahçeye götürüyorum.
Daha yeni açmış, o narin çiçeklere...
O, tatlı koku bile, seni bana hatırlatıyor.
Ağaçların gölgeleri, sen oluyorsun,
Sen büyüyorsun, gitgide şehrin sokaklarında,
Sen Zümrütyurt'un, yemyeşil bahçeli,
Güneş sessizliği, dam altlarında,
Sabaha kadar hayalimdesin.
Anlatmak istiyorum seni,
Boztepe'nin, sıcak yaz esintilerinde,
Uzağı gösteriyorum çocuğuma,
O nasıl hayretle bakmak, anlamak istiyorsa,
Ben de senin, varlığının coşkusundan sana sığınıyorum.
Bu deli gönül dinmiyor,
Seni anlatamıyor.
Bilmiyorum, bilemiyorum,
Seni anlatamıyorum.
*
Arkadaşlarla mahallede top oynadım, ailemi üzmek pahasına,
Çocuğumu sevdirdim kucağımda,
Koşa koşa, oynadım delice,
Yüzünü öptüm, hissettim yaşam kokusu tenini.
Dışarıya çıktım, rüzgârlı havada, Kayalar'a gittim,
Zeytin ağaçlarında, iliklerime kadar üşüdüm, sonsuzluğuma ağladım.
Yalnızlığımı, rüzgârlarla paylaştım.
Onlar bile, rüzgâr olup,
Kuyu başında, varlığıma haykırdılar.
Hani erkekler, yalnız kalamazdı ya?
Olsun, rüzgârlı havalarda, coşkum senden gizlidir, ya sevgili!
Karamanoğlu'nun, sarı topraklarından, Yeşiltepe'ye yürüdüm...
Deresinde, kire dönen ayakkabılarımı yıkadım.
Muhtar amcanın bahçesinde, biraz soluklandım,
Babaannem Selime'nin, son oturduğu yeri yâd ettim.
Çiçeklerle, ayakkabımı temizledim,
Ama kendimi, senden arındıramadım...
*
Deresi bile toprak rengiydi, aynı varlığın gibi.
Sabahın ilk ışıkları, Tepe'ye vurunca,
Yamaçtaki ışık hüzmeleri, varlığını hatırlatıyordu.
Meydan, sarı ve yeşile bürünmüştü, bu ilkbaharda,
Her yerde, senin kudretin vardı.
Sen vardın, güneşin batışında,
Ufkun, alev topu kızıllığında.
Gün alıp getirdi, hayalini bana,
Gündüzdeki alev topuydun, kalbimde yanan,
Yandıkça, daha da çoğalıyordu, ruhumdaki gücün.
Sarı gökyüzünün, kuş kervanında çoğalırcasına artan,
Işık, yaşam, hep seni hatırlatıyordu.
Kuşlar, seni hatırlatıyordu, şarkılar gibi,
Sarı gündüz ise, Meryem teyzemin kerpiç damındaki varlığını.
*
Sonsuz kalbime gömüldükçe,
Seni düşünmek, beni yaşatıyordu.
Varlığın sendi, yer, gök ve zaman, hiçlik sendi.
Kuşların ötmesi, sendi,
Hayat ve yaşam, bizdik aynı bedende,
Sen ise, engin sularda bir fenerdin.
Aramızda, mesafeler yoktu,
Çok yakındık çok...
Bahçeli evimizdeki, neşe sendin,
Mutluluk ise, seninleydi.
Sen yâdıma gelince, bir coşuyor kalbim.
Bilmiyorum, bilemiyorum.
Seni anlatamıyorum.
Benim ışığım, ruhumun aynası,
Yüzü ay, gözleri masmavi göklerim,
Ve ben, senden gitmeyeceğim,
Sonu, sonsuzluk olsa bile.

Kasım Kobakçı
Kayıt Tarihi : 21.9.2025 19:12:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!