Karanlığın omzuna yaslanmış bir şehir düşün…
rüzgâr, ıslak avlulara unuttuğun adını taşır.
Paslı bir çan, gece yarısı çalar;
kimse uyanmaz.
İşte o şehirde,
sensiz kalmak demek
kendi gölgene bile yabancı olmak demektir.
Gözlerin kapanırsa bana,
kıyılar kendini denizden çeker,
fenerler kör olur,
sokaklar ismini kaybeder.
Biliyorum,
senin olmadığın günlerin dili kısadır,
ama acısı uzun sürer.
Bir iskelede bekler gibi beklerim seni;
bütün vapurlar kalkar,
hiçbiri bana uğramaz.
Belki, bir akşamüstü,
yağmurun koyulaştırdığı kaldırımlardan geçerken
bir vitrinde gözümün buğusunu görürsün.
Durursun…
ama bakmazsın.
O bakmayışın,
mezarımda bile yankı yapar.
Senden önce ölmek isterim, Senyorita…
çünkü geride kalmak,
sana dokunamadan yaşamak olurdu.
Ve ben,
sensizliği taşımak yerine
toprağı taşımayı seçerim.
Kayıt Tarihi : 10.8.2025 00:08:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!